and i'm the idiot with the painted face.

988 124 62
                                    

(medyadaki şarkıyla okumanız daha mantıklı olacaktır çünkü bölüm o şarkıya adalı denilebilir.)

—————————————-

Birkaç gün geçti yılbaşı günün üzerine. Evdeki tek günlük heyecan ve sıcaklık, yerini sessizliğe ve her zaman ki gibi gerginliğe bıraktı. eğer aksi olsaydı saçma olurdu zaten, bu yüzden garip bir atmosfer yoktu.

bugün yamaguchi'nin her günkü gibi planı oturup dışarıyı izlemekti. bugün normalin aksine şarkıda dinleyecekti, başka bir şey yapacak hali yoktu.

oturdu pencereye yakın olan koltuğa. aldı kulaklıklarını, taktı kulaklarına.

onun ve kendisinin şarkısını açtı.

"büyüdüğümüzde, birbirimizle evleneceğiz anne!"

"öyle mi~? güzel bir çift olacaksınız çocuklar."

"teşekkürler anne, ama niye hiç garipsemedin?"

"neyi garipseyeyim ki?"

"biz ikimizde erkeğiz.."

"asıl garip olacak şey garipsemem olurdu çocuklar, sevgi sevgidir."

çilli oğlan elini tuttuğu çocuğa doğru döndü.

"söz veriyorum, biz hiç ayrılmayacağız."

"bende söz veriyorum."

verilen hiçbir söz yerine getirilmedi, sözler söz olarak kaldı.

"yamaguchi, senin çillerin vardı, onlara ne oldu?"

"şey, senin onları sevmediğini düşündüm ve üstünü annemin birkaç makyaj malzemesiyle örttüm."

"hayır, onları çok seviyorum. onlar senin bir parçan."

"gerçekten mi?"

karşısındaki oğlan kafasını salladı.

"yüzünü benim için boyamana gerek yok. ben seni olduğun gibi seviyorum, ben seni çillerinle seviyorum. diğerlerinin ne dediği umrunda olmamalı, kimse için değişme."

yine ağlıyordu aptal gibi. isterse bir gün boyunca ağlasın, isterse aylarca, gelmeyecekti geri giden. geçmişinin üzerinde bu kadar durup kendine acı çektirmesini de aptalca buluyordu. olan olmuştu, zaman geriye dönmüyordu.

ama yamaguchi birisiyle birlikte kaldığını, yanında şu an biri olduğunu hatta onu izlediğini daha sonradan fark etti.

"niye ağlıyorsun?"

"geçmiş meseleleri."

"geçmişin ne ki?"

"uzun hika-"

"özetle."

"küçükken bir arkadaşa sahiptim. ve ona aşıktım işte. yani küçük bir çocukken nasıl aşık olabilirsen, o kadardı benim aşk diye adlandırdığım şey. birbirimize bir söz vermiştik, asla ayrılmayacaktık. zaten hep birlikte gezerdik, birlikte oyun oynar, birlikte yemek yerdik.

ben boyanmış yüzlü bir aptaldım, çillerimi gizlemek için annemin makyaj malzemelerini kullanırdım.

bir köşede durur, yer kaplardım.

ama o ne zaman içeri girse sevilirdim, sevildiğimi hissederdim."

(üstteki kısımla şarkıyı tutturabilene benden çatal bıçak takımı hediye)

"sonra ne oldu? o niye seni gelip kurtarmıyor? söz vermişsiniz, ne kadar yalancı-"

"o öldü.
ve biliyor musun, o sana çok benzerdi. tıpatıp aynıydınız. yani şu anki halinle onun o hali."

tsukishima karşısındaki çilli oğlanın yanağına koydu ellerini. ilk önce yanaklarındaki gözyaşlarını sildi, ondan sonra karşısındaki oğlanın çillerinin üzerine bastırdı parmaklarını.

"demek bu yüzden bu kadar yıpranmış yanakların."

ardından yüzünü yakınlaştırdı gözlüklü, çillinin yüzüne.

"ağlama."

(boş bir bölümdü üzgünüm..)

company ; tsukkiyamaМесто, где живут истории. Откройте их для себя