"is this the real world?"

758 101 40
                                    

(nedensiz bir şekilde bugün fazla bölüm yayımladım üzgnüm)

"yamaguchi!
shigeru!"

yamaguchi çığlık atmaya başladı, sanki tüm acılarını bu çığlığa toplamış gibiydi. tsukishima ise sadece yamaguchi'nin arkasından ona sarılıyordu.

uzun bir süre bu pozisyonda kaldılar, iki kişi ve bir ölü beden.

yamaguchi karşısında yığılmış halde duran soğuk beden baktı. artık konuşmuyordu, artık hiçbir şey yapmıyordu.

belki içinde iyi biri vardı ama artık o birini dışarı çıkartmak için çok geçti.

"o artık yok."

kanlarla kaplı silah tutan soğuk elini tuttu yamaguchi karşısındaki oğlanın. biraz bekledi. ardından anlamsız bir şeyler mırıldandı, sonra ölü bedenle konuşmaya çalıştı, cidden bir cevap bekledi.

sonra o soğuk eli tutan ellerine sıcak ve uzun bir el sarıldı.

"yamaguchi?"

"o.."

"o öldü yamaguchi."

yamaguchi için etraf sessizleşti bir an, kimsenin sesi çıkmadı. dünya durmuş gibiydi, kimse bir süre hareket etmedi.

"yamaguchi?"

yamaguchi hiçbir ses çıkarmadan önündeki cesede bakıyordu.

"yamaguchi?"

tsukishima yamaguchi'yi oturduğu yerden kaldırdı. kendi başına yürüyemeyeceği belliydi, bu yüzden kolunun altına girdi yürümesini sağlamak için.

ardından tam arkalarındaki koltuğa oturturdu. bir süre yamaguchi'nin yüzüne baktı, hala cesetten gözlerini çekmemişti çilli oğlan. büyük ihtimal inanmakta zorluk çekiyordu veya şu an burada neler yaşandığını idrak etmeye çalışıyordu.

bir yandan gözlerinden yaşlar akıyordu ve delicesine titriyordu.

"bu, gerçek dünya mı?"

"evet."

"bu kadar kötü müydü?"

"ne bu kadar kötü müydü?"

"dünya.."

"evet."

"yamaguchi, ellerin kanlı. yıkayalım onları hadi."

yamaguchi cevap vermedi. tsukishima onu oturdukları koltuktan kaldırıp banyoya götürdü.

ardından ellerini yıkadı ve kuruladı. ardından odasına getirdi tekrar yamaguchi'yi tsukishima.

"yamaguchi.."

yamaguchi yarım saat kadar oturdu o yatakta. tsukishima ise lavaboda gözyaşlarını siliyordu. hiçbir ölümü bu kadar yakından görmemişti çünkü, hiçbir ölümü böyle izlememişti, hiçbir cesede bu kadar yakından bakmamıştı. her ne kadar ondan nefrette etse, o bir insandı.

kimse ölmeyi hak etmezdi.

ardından çilli oğlanın yanına gitti.
ve konuşmaya başladı.

"yarın, burdan kaçıyoruz. ayrıca polise haber veriyoruz, cesedi alıp götürüyorlar ve normal hayatımıza devam ediyoruz."

"n-normal h-hayat?"

"evet."

"b-bundan sonra mı?"

"evet."

"haha, amma garipmiş."

yamaguchi hiçte normal olmayan bir kahkaha attı. ardından yüzü tekrar eski ifadesizliğini aldı.

"uyuyalım artık."

yamaguchi kafasını salladı. olduğu yatakta oturma pozisyonundan yatma pozisyonuna geçti.

"birlikte yatalım bu günlük."

yine yamaguchi'den cevap gelmedi.

tsukishima yamaguchi'nin arkasına geçti, ve ona sarıldı.

ardından üstlerini örttü gözlüklü ve gözlüklerini çıkarttı.

(not: cesedi poşete koydu tsukishima. o kadar uzun poşeti nerden buldu derseniz, shigeru her şeyi planlamıştı.)

company ; tsukkiyamaWhere stories live. Discover now