12

10K 1.3K 1.2K
                                    

İyi okumalar 💜

***

Etkilenmek, hoşlanmak, sevmek, aşık olmak, bağımlı olmak, takıntı haline getirmek... Hepsi birbiriyle karıştırılan ama aslında anlamca apayrı olan kavramlardı.

Bana bir şeyler olduğunu biliyordum, hissedebiliyordum ama ne olduğunu çözemiyordum. Jeon'la tanıştığımdan beri düzenim bozulmuştu, geceyle gündüzü bile karıştırır hale gelmiştim. Her sene olduğu gibi delicesine yarışma için çalışmam ve kafamı sadece onunla meşgul etmem gerekirken şuan zihnimde yarışmanın y'si bile yoktu. Tek düşündüğüm birkaç gün önce aldığım dünyaya gitme teklifiydi.

İmkansızdı bunu kabul etmem. Ailem ardımdayken her şeyi bir kenara bırakıp gidemezdim. Babamı her ne kadar aşırı özlesem de benim hayatım buradaydı, Kara Kanat'a ne kadar arkadaşlık yapmak istesem de onunla gidemezdim. Henüz onunla arkadaş kalma konusunda bile şüphelerim vardı.

Geçmişini duymak ona karşı hüzün ve merhamet hissetmeme sebep oluyordu, sert görüntüsüne ve namına rağmen arada sırada bebeğe dönmesi beni güldürüyordu, dudaklarında aniden beliren ufacık bir tebessüm bile nedensizce heycanlanmama neden oluyordu.
Gece rüyalarıma girmesi ona özlem duymamı sağlıyordu. Sabah, akşam yanında olasım geliyordu. Fark etmeden fazlasıyla alışmıştım ona, evine ya da herhangi bir şeyine. Ama o teklif çok fazlaydı, sorumluluğunu kaldıramayacağım kadar fazla.

Ani bir kararla yatağımda doğrulup en son iki gün önce gittiğim eve gitme kararı aldım. Her an yanımda taşıdığım mor taşı elime aldığımda evi hayal etmek yerine önce konuşmayı tercih ettim.

"Jeongguk?"

Birkaç dakika bekledikten sonra nihayet cevap verebilmişti.

"Kim?"

Bana böyle seslenmesi bile karnıma karıncalanmaya sebep oluyordu bilmem nasıl hissettiğimi anlatabildim mi.

"Müsait misin?"

"Ne zamandır evime gelmek için müsait miyim diye soruyorsun? Sen daha giderken görüşürüz demeyi bile bilmiyorsun."

"Bana kızgın mısın?"

"Hayır."

"Öyleyse gelebilir miyim evine?"

"Bilmem."

"Jeongguk? Kızgın olmadığına emin misin?"

"Ne diye kızgın olacağım? Haddime değil. Kimim ki?"

"Konuşmak istiyorum, gelebilir miyim?"

"Pat diye gitmeyeceksen ya da en azından gideceksen bile görürüz diyeceksen gelebilirsin."

Cevap vermeden elimdeki taşı sıkarak evini hayal ettim. Salon kapısının önüne düştüğümde hızlıca toparlanarak içeri girdim ve koltukta bacak bacak üstüne atmış oturan adamın yanına gittim.

"Özür dilerim." Dedim bana bakmayı reddetse de. "Bir daha öylece çekip gitmeyeceğim."

"Gitsen de sorun değil. Yalnız kalmaya alışığım zaten. Senin yokluğun çok da etkilemez beni."

Acımasız Kara Kanat'ın şuan bana trip atıyor olmasını umursamadan kafamdaki Jimin'in tavsiyelerine uyarak kendim olmaya karar verdim ve yanındaki boşluğa sıkıştım. Elimi dizine koyarak bana bakmasını sağladım.

"Özür dilerim dedim."

"Ee ne yapayım?"

"Gerçekten kızgın mısın?"

dark wings |taekook✔️Where stories live. Discover now