dark wings |taekook✔️

22

Uyarı zamanı

Bu bölüm hafif cinsellik içerir ama BENCE rahatsız olacağınız türden bir şey değil.

Uyarı bitti

İyi okumalar 💜

***

Gecenin karanlığını ve odamın loş ışığını bile geride bırakan koyu gölge ve gelen sesle birlikte kafamı pencereme çevirdim. Tüm haşmetiyle birlikte Jeon Jeongguk karşımızda duruyordu. Baştan aşağı giydiği siyahlar ve gür siyah saçlarının aksi olan bembeyaz teni inci gibi parlıyordu. Dudakları gururlu halde kıvrılmış, gözlerinin içi gülüyordu.

Panikle yerimden kalkıp yanına gittim ve kollarımı beline doladım. Çok endişelenmiştim, oradan çıkamaz ya da çıkınca bana gelmez diye çok korkmuştum. Her ne kadar beni bırakıp giderse onu yakıp yıkacağımı söylemiş olsam da asla zarar veremeyeceğimi bildiğimden içten içe sözünü tutmasını beklemiştim ve tutmuştu da. Tek eli saçımın arkasını kısa bir süre okşadıktan sonra vücudumu ondan ayırıp kafamı Seokjin hyung'a çevirdim. Ağzı iki karış açık bir biçimde bizi izliyordu, Jeongguk'tan etkilendiği fazlasıyla belli oluyordu. Gülümseyip yanına gittim ve hafifçe pat pat yaptım omzuna.

"Hyung iyi misin?"

"Ha?! Evet! İyiyim tabii."

"Hyung bağırma annem uyuyor."

"Ah, evet. Annem uyuyor. Ben de uyuyacağım! Yarın konuşuruz sizinle."

Seokjin hyung Jeongguk'a son bir kez daha bakıp panikle odamdan çıktı ve kapıyı da üstümüze kapattı ben de ardından gidip kilitledim ve gülerek Jeongguk'un yanına ilerledim.

"Abin benden etkilenmişe benziyor." Dedi o da benim gibi gülerek.

"Öyle."

"O da çok yakışıklı. Acaba senin yerinee...."

Omzuna vurup kaşlarımı çattım. Şakası bile korkunçtu benden başkasına gitmesi ihtimalinin.

"Kızma kızma. Gel buraya bir sarılayım."

"Yok sarılma falan. Geç yat uyu."

"Uyuyayım mı? Asırlar sonra dışarı çıkmışım ve sen bana uyumamı mı söylüyorsun?"

"Ne yapacaksın başka? Bu saatte dışarı çıkılmaz, meclis üyelerinin dağılma saatleri. Seni görmemeliler."

"Dışarı çıkacağımı kim söyledi?" Dedi muzip gülümsemesiyle üstüme doğru yürürken. Ben panikle geri geri gidince yatağımın üstüne oturur pozisyonda düştüğümde eliyle omzumu hafifçe ittirdi ve sırtımın yatakla buluşmasına neden oldu.

"N-ne yapıyorsun?!"

"Çıkışımı kutlamak istemiyor musun?" Dedi üzerime eğilerek. Kafamı hemen yana çevirmiştim.

"J-jeongguk kendinde değil misin ne yapıyorsun? Kalk üstümden."

"Neden? Dün sen benim kucağımda arsızca sürtünürken iyiydi?"

"A-arsızca mı?"

"Yalan mı? Senin de alt kısımlarında hareketlenme vardı, olay sadece bende değildi yani."

Yüzümü yüzüne doğru çevirince burun buruna gelmiştik. Gülümseyip biraz daha eğildi ve burnunu boynuma sürttü, içimin erimesine sebep olmuştu bu hareketi. Daha bunu yapınca bile etkileniyorsam bahsettiği 'kutlama' işinde ne olacağını tahmin bile edemiyordum.

"Çok güzel kokuyorsun Kim. Her zaman hem de. Sarhoş olup evime geldiğinde bile güzel kokuyordun içkili halinle."

"Parfüm kullanmıyorum. Yalan söyleme."