19

8.9K 1.2K 756
                                    

Selam Oppalarım

Bana kitap angst mi diye soranlar oldu
ASLA ARKADAŞLAR
ANGST KİTAP KABUS SEBEBİMDİR

İyi okumalar 💜

***

Hiç hayatınız gözlerinizin önünden bir film şeridi gibi geçmiş miydi? Benim tam da o gün öyle olmuştu, beş asırlık hayatım beş saniye içinde önüme yığılmıştı. Abimin, ardından Namjoon hyung ve Hoseok hyung'un odama girmesiyle bilincimi kaybetmiş gibi onlara bakıp duruyordum, ne ağzımdan bir kelime çıkıyor ne de konuşulanları duyuyordum. Herkesin yüzünde gergin bir ifade vardı ve yanımda beni dürten Jimin'e odaklanamıyordum.

"Tae? Taehyung?!"

Sırtıma çarpan elle birlikte sanki resetlenmişim gibi girdiğim transtan aniden çıkıp yarım saattir açık olan ağzımı kapattım.

"Dediklerimi duydun mu?" Dedi Seokjin hyung önümde bir asker edasıyla dururken.

"N-ne diyorsun hyung?"

İki parmağının arasına sıkıştırdığı taşı gözümün önüne tutup salladı.

"Bundan bahsediyorum. Her şeyi açıkla bize. Hemen."

Size hayatım boyunca kabul olmasını en çok istediğim duayı söyleyeyim. Tam o an dilemiştim bunu Tanrı'dan. Yerde bir delik açsın beni içine atsın, ya da oracıkta canımı alsın.

O duayı ne kadar içten etsem de Tanrı beni hiçe saymış gibi hiçbir şey yapmamıştı.

"B-ben...n-ne diyeceğimi bilmiyorum."

"Kara Kanat'la olan durumundan bahsetmekte başlayabilirsin?" Dedi Seokjin hyung hızla yanıma gelirken.

"K-kara Kanat mı?"

"Evet. Bilmiyormuş gibi davranma. Artık kaçmak yok Tae, sıra her şeyi bize itiraf etmende."

"Hyung, ne demek istediğini anlamıyorum."

"Annem elime bu taşı verdiğinde onu atmaya gidecektim ki tesadüfen Hoseok ile karşılaştım, biraz konuştuktan sonra elimdeki taşı fark etti ve bunun bende ne işi olduğunu sorunca ona annemin senin odanda bulduğunu söyledim. Tahmin et bakalım Kara Kanat'la daha önceden arkadaş olan Hoseok ne söyledi? Bu taşın Jeon'a ait olduğunu."

Göz bebeklerim de dahil olmak üzere bütün vücudumu bir titreme almıştı. Gerçekten kendimi cinayet üstünde yakalanmış gibi hissediyordum.
Bitmiş miydi yani her şey?
Yarışma sonucunu bile duyuramayacak mıydım ona?

"H-hyung, ben..."

"Bak Tae. Sen benim kardeşimsin. Amacım seni korkutmak ya da üzmek değil ama sen bize hiçbir şey anlatmazsan o zaman bizim üzmemize gerek kalmadan fazlaca üzüleceksin."

"Ne diyeceğimi b-bilmiyorum."

"Tae, sakin ol ve otur tamam mı?" Dedi Hoseok hyung yanıma gelip koluma girerek. O an nedenini bilmediğim bir şekilde ondan nefret etmiştim. Gözleri eski samimiyetiyle bakmıyor gibiydi, yine de tepki vermeyip dediğini yaptım. Namjoon hyung ve Seokjin hyung da bana doğru yaklaştı.

"Bu taşın seninle alakası ne Taehyung?" Dedi Namjoon hyung sakin ses tonuyla.

Cevap verememiştim. Lanet olası Jeongguk neredeydi? Niye bu sefer de aklıma girip beni yönlendirmiyordu? Resmen bir başıma kalmıştım, herkes merakla benden cevap beklerken ben tüm vücudum felçli gibi sadece gözlerimi hareket ettirerek zaman kazanmaya çalışıyordum.

"Seni bu kadar korkutan ne? Neden cevap vermiyorsun?"

"S-sizden." Dedim usulca. "Sizden korkuyorum, beni korkutan sizsiniz."

dark wings |taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin