2

13.2K 1.5K 1.9K
                                    

Selam nasılsınız?

Oy veren yorum yapan herkesi öptüm

İyi okumalar 💜

***

"Gecenin bu saatleri melekler için en tehlikeli saatlerdir oğlum. Bırak şu işleri, yarın sabah yaparsın ne yapacaksan."

Kafamı, bana gitmemem için yalvaran anneme çevirdim. Adımlarım ona yaklaşınca yüzünü ellerim arasına alıp yumuşacık yanağına bir öpücük bıraktım.

"Perilerle randevum bugün ama. Biliyorsun onlar nehrin üstünde şarkılarını söylerken yazdığım şiirler daha güzel, çizdiğim resimler daha canlı oluyor." Dedim sanki balerinmişim gibi etrafımda yumuşak bir dönüş yaparken. Nazım bir tek anneme geçiyordu.

"O periler Araf'a çok yakın. Asıl endişem o."

"Korkma, yıllardır gidip geliyorum. Sağ salim eve döneceğim anlaştık mı?"

Aldığım zoraki onayla birlikte defter, kalem, boya ne bulduysam çantama doldurup evden çıktım. Gece buralar daha büyüleyici görünüyordu. Evlerin camından yansıyan renkli ışıklar, gökyüzünü süsleyen nokta şeklindeki parlak yıldızlar, cennet çiçeği tarlasının ayı selamlarcasına açtığı yapraklar ve havaya hakim olan ılık rüzgar.. kısacası bu gece sanatımı icra etmem için en müsait geceydi.

Adımlarım yavaşça nehrin yakınlarında son bulurken tanıdık simalarla karşılaşmam üzerine yüzümü geniş bir gülümseme aldı.

"Taehyung! Gelmişsin."

Gözlerim neredeyse bir el büyüklüğünde olan periyle buluştu. Her zaman üzerinde gördüğüm taşlı, kırmızı elbisesi, lüle lüle sarı saçlarının üzerine ilişmiş güzel tacıyla perilerin prensesi Olivia karşılamıştı beni yine. Eserlerime bir çok kez ilham kaynağı olan, kendi minik ama becerileri dağ kadar olan arkadaşım.

"Merhaba prenses." Dedim başımı nezaketle öne eğerek.

"Bugün ne yapacaksın Taehyung?"

Nehrin en yakınındaki, her zaman sırtımı dayadığım koca ağacın altına oturup kahverengi, dolu çantamı kucağıma aldım.

"Emin değilim. Aslında bugünün özel bir anlamı yok. Sadece sizi her hafta aynı saatte görmek benim için bir alışkanlık haline geldi prenses."

Son derece saf ve temiz kalbe sahip olan bu varlıklara ne kadar kibar davranırsam davranayım her seferinde daha da iyi olmak için zorluyordum kendimi. Vakti geldiğinde benden kat kat güçlü olabileceklerini biliyor fakat yine de onları memnun etme ihtiyacı hissediyordum.

"Bu kadar centilmen olman beni duygulandırıyor Taehyung. Sen aynı... Babana benziyorsun. Baban ve ben çok iyi arkadaştık biliyorsun, o da tıpkı senin gibi ılımlı, bir o kadar da cesur bir adamdı."

Prenses, babamı hatırlatınca elimde olmadan yüzüm düşmüştü. 80 yaşımdan beri onu görmüyordum. Şuan 550 yaşında olduğumu düşündüğümüz zaman bu epey bir süreye tekabül ediyordu.

-550 demem aklınızda bunak bir herif imajı çizmesin, insan yaşıyla, hemen hemen 25 yaşında bir gençle özdeşleşiyordu görüntüm.-

"Babamın... ne zaman döneceğini biliyor musunuz prenses?"

"Yalnız Tanrı bilir güzelim. Ancak.. 10 küsür asır görmüş bir peri olarak, dünyaya gönderilip de kısa sürede dönmüş birine rastlamadım hiç. Amacım seni üzmek değil yanlış anlama, bilirsin biz periler hakikatleri saklayamayız."

Kısa mı? Çoktan beş asır geçti..

"Biliyorum. Sadece.. onu bu aralar görmeye ihtiyacım var gibi hissediyorum. Eskiden en azından yılda bir kez gücünü toplayıp annem ve benimle sesli iletişime geçiyordu ama son 20 yıldır ondan tek bir haber dahi alamadım. Çaresiz ve güçsüz hissediyorum prenses."

dark wings |taekook✔️Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt