40. Bölüm - Söylenecek Bütün Saçmalıklar

3.6K 191 184
                                    



24 Mart 1978 - Cuma

Alice bir süredir Slytherin ortak salonuna sadece üstünü değiştirmek ve geri kalanları kontrol etmek adına gidiyordu. Vaktinin çoğunu Gryffindorlular ile kütüphanede çalışarak, boş sınıflardan birinde çene çalarak geçiriyordu. Çok şikayeti yoktu. Bu boş günleri olabildiğince dolu dolu geçiriyordu.

Üstündeki baskı azalmıştı. Bakışlar bile gitmişti. Bu rahatlık onu gevşetiyordu. Ama o gün onu gevşeten tek bir şey vardı.

Remus için ayın en sevmediği dönemi gelmişti. Bu gece dolunay vardı. Çapulcular ile birlikte günü hazırlıklar ile geçirmişlerdi ve Lily ile Alice'i kütüphanede kitaplara boğulmuş halde bırakmışlardı. Her ne kadar ikiside buna memnun olsalarda biraz ara vermeye niyetliydiler.

Alice, saat gece yarısına gelirken, üstünü değişip pijamalarını giymiş ve sonra doğruca mutfağa gitmişti. O saatte ev cinlerini uyanık görmek onu şaşırtmıştı ama hepsi büyük bir mutluluk ile ona hizmet etmişti.

İki kişinin yiyeceğinden çok daha fazla yemek hazırladılar ve hasır sepeti cadının eline tutuşturdular.

Ve ardından doğruca Gryffindor ortak salonunun yolunu tutmuştu.

Lily, tatilde okulda kalan az sayıdaki öğrenciyi yataklarına postaladıktan sonra Alice'i içeri almıştı. Dolunay olmasa James'in pelerinini kullanabilirlerdi ama okulda bu kadar az kişi varken çok da problem değildi.

Şimdi ikisi, erkekler yatakhanesinin merdivenini çıkarken kıkırdıyor ve birbirlerine sessiz olmalarını fısıldıyorlardı. Yedinci kata çıkana kadar nefesleri kesilmişti ancak sonunda dört Çapulcunun kaldığı odaya ulaştılar.

"Gel." dedi Lily ve kapıyı açarak önce onu içeri soktu. "Kimse uyanmadan acele edelim." diye mırıldandı kapıyı arkasından kapatırken. İkiside derin bir nefes aldı.

"Vay be!" Alice sepeti yere bırakmış, elleri belinde sırıtıyordu. "Bir ara yakalanacağız dedim."

Lily güldü ve kızıl örgüsünü geri atarken Alice'e döndü. "Merdivenlerden yuvarlansaydık kesin yakalanmıştık."

"Ne yapayım, kuzey kulesinden bile çok merdiven var!"

"Her yıl, öğrenci sayısına göre kule kat çıkıyor kendine." içeriyi gösterdi. "Odalar fazla öğrenci almıyor ne yazık ki. Frank, Roy, Felix ve Maxwell bir üst kattaki yatakhaneden o yüzden."

Alice henüz odayı incelememişti hala nefesi düzene sokmaya çalışıyordu. "Bizde de odalar gelir ve gider. Senin dediğin gibi öğrenci sayısına göre daha fazla odamız olur." siyah hırkasını çıkarıp pencere kenarına attı ve sonunda odaya döndü.

Gryffindor Ortak Salonu nasılsa burasıda öyleydi. Dört direkli karyolalar bordo kalın perdeler ile çevriliydi. Oda yuvarlaktı ama büyüktü. Her yatağın dibinde baş harfleri kazınmış sandıklar vardı böylece herkesin yatağını tahmin etmek kolaydı. Sirius cama yakın olan yataktaydı, onun yanında James, banyoya yakın yatakta Remus ve kapının girişinde ise Peter.

Sandıklar olmasa bile Alice herkesi yatağını tahmin edebilirdi. Şaşmaz şekilde Remus en düzenlileriydi ve şaşırtıcı bir şekilde ondan sonra Peter.

James ailenin tek çocuğu olarak şımarıktı ve her şey önüne geliyordu. Sirius'ta bir Black olmayı sonuna kadar kullanış ve ev cinleri ile dolu bir evde büyümüştü. İkisinin dağınıklığına şaşırmıyordu.

"Ben de Peter'ın toplu olmasına şaşırmıştım." dedi Lily sanki düşüncelerini duyar gibi. "Aralarındaki en dağınık insan o gibi durur oysa."

Slytherin PrensesiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon