41. Bölüm - Mücadele Seni Sen Yapar

1.7K 129 135
                                    


25 Mart Sabahı

"Alice." Sirius'un sessiz mırıltısını ve sıcak nefesini hissetti. "Kabus mu gördün?" Alice hala gördüğü rüyanın etkisindeydi. Kabus görse bu kadar rahatsız olmazdı belki de.

"Hayır." diye mırıldandı ve yatakta döndü. Sirius'un, allak bullak olan yüz ifadesini görmesini istemiyordu.

"Alice." Sirius dirseğini dayayarak doğrultu ve onu görmeye çalıştı. "Güzelim, anlatmak ister misin?"

Alice örtüyü çekiştirdi ve yüzünü örttü. "Beni rahat bırakır mısın?"

"Ne zamandır bir şeylerden kaçıyorsun?"

Örtüyü açtı ve öfkeyle ona döndü. "Neden hayır dememi anlamıyorsun!" Sirius kaşlarını kaldırınca, Alice gevşedi. "Üzgünüm." diye mırıldandı. Elleri saçlarını geri itti. "Gergin olduğumda üstüme gelinmesini sevmiyorum."

"Rüyadan dolayı mı gerginsin? Yoksa benim yanımda uyanmaktan mı?"

Alice'in dudakları usulca kıvrıldı. Parmaklarını Sirius'un yanağına sürttü. "Bundan hiç bir zaman gergin olmayacağım. Sadece," Sirius ona böyle güzel bakarken bile annesinin söylediği her şey aklında yankılanıyordu. "annemi gördüm."

Bu sefer Sirius'un kaşları havalandı. Alice için annesi her zaman hassas bir noktaydı. Konuşmaktan kaçtığı, çocuk kalbinde en derin yarasıydı.

"Ne söylemem gerek bilmiyorum." Sirius onun alnına bir öpücük bıraktığında Alice yüzünü onun göğsüne sakladı. Kolları ona dolandığında kendini güvenli limanında bulmuştu.

"Merak etme, bende öyleyim." derin bir nefes aldı. "Onu görmek beni her seferinde sarsıyor."

Rüyanın ayrıntılarını, annesi ile olan konuşmasını ona anlatmaya hiç niyeti yoktu. Olan biten onu yeteri kadar düşündürüyordu ve Sirius'un uğraşacak bir sürü şeyi vardı. Bunu da onlara eklemeyi hiç mi hiç düşünmüyordu.

"Keşke senin için bir şey yapabilsem." saçlarına doğru mırıldandı. Alice usulca gülümsedi. "Yapıyorsun zaten," ince parmakları kalbinin üstünde ufak bir ritim tuttu. "yanımdasın."

"Her zaman." Sirius kendi elini onun elinin üstüne kapattı. Sessiz kalarak Alice'e biraz zaman tanıdı. Ve o da buna fazlasıyla minnettardı. Kafasını toplamak, rüyanın etkisini üstünden atmak istiyordu.

Ancak çok başarılı değildi. Isabella'nın melodi gibi sesi, cümleleri aklında yankılanıyordu. Ona hak vermek istemiyordu. Onun söylediklerinin doğruluk payını düşünmeye başlarsa düşüncelerinin zehirleneceğini biliyordu.

Annesinin söylediklerinin doğru olmadığını biliyordu ama bildiği bir şey vardı. Tom ve Isabella, minik bir cümle fısıldayarak insanları zehirlemeyi iyi bilirdi.

Yutkundu. Bunu düşünmek istemiyordu. Yinede merakı üstün geliyordu.

"Sirius?"

"Evet güzelim?"

"Beni seviyor musun?"

Sirius'un bedeni taş kesildiğinde Alice'de gerildi. Küçücük bir düşünce aklında belirdi. 'Annem haklı.' Sessizlik büyüdü ve o düşünceyi bastırdı.

"Nereden çıktı bu?"

Neşesi, alayı, korkusu silindi. "Soruma cevap ver." Buz gibi bir sesle onu yanıtladı.

"Alice." Sirius ona bakmak için doğrulunca kendiside doğruldu. O gri gözlerinde kırgınlık yansımaları vardı. Alice'in yüreği sıkıştı.

Slytherin PrensesiKde žijí příběhy. Začni objevovat