44. Bölüm - Kapalı Kapıların Ardında

2.4K 107 47
                                    

09 Nisan 1978 - Pazar

Bahar yağmurları aralık vermeden yağıyordu. İşin kötü yanı, bu havada antrenman yapmaktı veya okulun duvarları arasına hapsolmaktı.

Bu durum son sınıflar için sorun değildi çünkü sınavlara hazırlıklara tam gaz başlamışlardı ama küçük sınıflar enerjilerinin hepsini yaramazlıklarına ayırıyorlardı.

Salonun uzak köşesinden kırılma sesi geldiğinde Jane dişlerini sıktı, Adrian ofladı.

"Yeter artık!" iksir kitabını sertçe kapattı. "Crabbe! Quinn! Oraya gelirsem ikinizide şamarcı söğüte bağlarım!"

"Sınıf başkanına bak." William sırıttı. "Çocukları tehdit etme." ama işe yaramıştı, ikiside sessizleşip birbirlerinden uzaklaştı.

"Kes sesini Avery." Adrian ters ters ona baktı. "Çok istiyorsan onlarla sen ilgilen."

"Amaan." Walden esnedi, elinde bir kitap vardı ama ders kitabı olduğuna dair ciddi şüpheler vardı. "Bizde birinci sınıfken öyleydik Adrian. Onları rahat bırak."

"Ben hiç-"

"Yeter." Alice başını kaldırmadı. "Siz boş gevezelik yapabilirsiniz ama bir çoğumuz ders çalışıyoruz."

Jane, azar yemiş Walden'a dil çıkarttı. Lana güldü ama Alice bakışlarını ona kaldırınca Sihir Tarihi ödevine gömüldü.

Neyse ki daha fazla uzatmadılar.

Slytherin ortak salonu sakinliğine geri döndü. Ancak çok uzun sürmedi.

Taş kapı ağır ağır açıldığında salondaki bir çok öğrenci oralı değildi. Ta ki Katherine'in mırıltısına kadar. "Lupin neden ortak salonumuzda?"

Bütün başlar kapıdan içeri girmiş Gryffindorluya döndü. Sakindi ama orada olmaktan rahatsızlık duyduğu belliydi. Kahverengi gözleri kalabalık grup arasında sadece bir kişiyi arıyordu.

"Okul başkanlarından nefret ediyorum!" dedi Rabastan homurdanarak.

"Onu lanetle dışarı atabilir miyiz?" dedi Barty hevesle.

"Tabii." dedi Severus alayla, "Alice'de buna mutlu olur."

Alice göz devirdi. "Kesin şamatayı."

Adrian doğruca Remus'un yanına ilerledi ama onun gözleri Alice'in üstündeydi. Alice ise ona bakmıyordu. Neden geldiğini iyi biliyordu. Dudaklarını ısırarak gülmesini engelledi ve tüm dikkati kitabındaymış gibi davranmaya devam etti.

"Alice," dedi Adrian geriye dönerek. "Lupin seninle konuşmak istiyor."

Okuduğu kitabı pat diye kapattı ve gözlerini onlara çevirdi.

"Kan haini." diye mırıldandı Bellatrix yüzünü buruşturarak, Alice'in uyaran bakışları üstüne dönünce de başını çevirdi. Onunla tartışarak vakit kaybedecek değildi. Alice kitabını oturduğu koltuğuna bıraktı ve ayağa kalktı.

"Neden gelmiş ki?"

"Seni özlemiş." dedi Regulus alayla. Rabastan ona uzanınca Barty'de boğuşmaya katıldı. Alice iç geçirdi ve erkekleri bir yumak halinde bırakıp ikilinin yanına ulaştı.

"Remus," dedi sakinlikle. "ne oldu?"

"Dışarıda konuşabilir miyiz?" Remus sakin davranıyordu hala ama olanları orada konuşmak istemiyordu. Gerçi arkadaşları ona böyle bakarken birazda gerilmiş durumdaydı.

Yine de tadını çıkarmak istiyordu. "Neden?" dedi inatla.

"Alice."

Riddle cadısı güldü. Adrian'ın tuhaf bakışlarını tamamen görmezden geldi. "İyi tamam." yine de ona döndü. "Ben geç gelirim, gözün Rab ve Barty'de olsun."

Slytherin PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin