23. Bölüm - Sayfaların Çevrildiğini Hissediyorum

6.6K 247 181
                                    

Sevgili Alice,

Bir başka yedi kasım yaşıyoruz. Ve ben tüm mutluluğumla bugün kızımın doğum günü diye gezdim. Benim için hep bir karakterden öte oldun. Hep olacaksın.

Güçlü duruşun ve güzel sevgin için minnettarım.

İyi ki doğdun Slytherin Prensesi.

Mells.

~~~

29 ARALIK 1977 - Perşembe

İki koca günü ardından bırakırken Alice, eve geldiğinden çok daha iyi bir ruh hali içindeydi.

Sirius ile olan meselelerini halletmiş olmasından dolayı içi rahattı fakat çoktan haber gittiğini bildiği babasından gelecek olan şeyler için korkuyordu. Yine de okula kadar bu düşünceleri aklından uzak tutma konusunda oldukça kararlıydı. Onun için tüm gününü işgal edecek bir meşgalesi vardı.

Büyü duvarda patladığında Alice doğruldu. Duvardaki ise baktı ve Edgar'a döndü. "Bu ne lanetiydi?"

"Adını bilmen bir şey değiştirmeyecek. Neden gardını indirdin?" Yetenekli seherbaz sakince alanın ortasında yürümeye başladı. Alice'de onu taklit ederek aynısını tekrarladı. O yaklaştıkça temkinli adımlarla geriledi.

"Aslında indirmedim. Sadece bir şey-" büyü geldiğinde kıvrak bir asa hareketi ile çabucak bloke etti. Edgar Bones ard arda lanetlerini fırlatırken Alice hepsini engellemeyi başardı. Yine de son gelen büyüden kıl payı kurtuldu.

"Dikkat dağınıklığın var Alice!"

Cadı somurttu. "Beni konuşturuyorsun!"

"Dikkatini toplarsan, sesimi duymazdan gelebilirsin." Bones'ın kahverengi gözleri dostça ışıldadıysa da tüm gücüyle kıza saldırmaktan geri durmadı.

Alice yere eğildi ve çabucak doğruldu. Bir lanet fırlattıktan sonra doğruca seherbazın ayaklarını hedef aldı.

Edgar darbeyi beklediği için onu atlattı fakat tepesinde dönen tuhaf ateş yumağını görmemişti.

Alice, ona zarar vermeyecek olan o ateş yumağını aşağı indirdi. "Kazandım." kibirle gülümsedi.

"Öyle mi?" dedi Edgar isle lekelenmiş cübbesinin içinden. Alice'in bütün bedeni bir anda suya bulandı. "Bana berabere gibi geldi."

Genç kız sırılsıklam antrenman sahasının ortasında dikilirken tersçe adam baktı. Islak saçlarını yüzünden çekti ve asasını ona doğrulttu. "Bu hileye girer!"

"Aynı anda hamle ettik Allie." Edgar üstünü aklapakla ile temizlerken sakindi. "Şimdi üstünü kurula da bir kez daha tekrarlayalım."

Alice huysuzlansa da dediğine karşı çıkmadı. Asasını bedenine doğrulttuğu sırada, antrenman odasının kapısı aralandı ve uzun boylu birisi içeri girdi.

Sirius'un gri gözleri, odada dolandı. Küçük bir odaydı ama antrenman için oldukça kullanışlıydı. Bir duvar boydan boya ayna ile kaplıydı. Diğer duvarda ise sahte asalar, süpürgeler, tahta oyuncak kılıçlar asılıydı. Yere, yuvarlak bir şekilde serilmiş eski kırmızı bir ring halısı vardı.

Ve hepsinin ortasında, sırılsıklam olmuş, kıyafetleri üstüne yapışmış şaşkın Alice duruyordu.

Onun arkasında kumral saçlı, tuhaf bıyıklara sahip iri yapılı bir adam vardı.

"Merhaba!" dedi neşeyle.

"Sirius?" Alice'in sesindeki şaşkınlığa sırıttı.

"Merhaba sevgilim!"

Slytherin PrensesiWhere stories live. Discover now