15.Bölüm - Sen Umutsun

10K 299 526
                                    

Herkesi selam! :) Şimdi burada çok konuşup sizi bölüm için daha fazla bekletmeyeceğim. Bölüm sonunda görüşürüz! İyi okumalar.

Ama gitmeden şunu söyleyeyim. Bol bol yorum istiyorummm! :)



Üç oğlan hala iki kıza bakıyorlardı. Sadece birkaç saniyelikti bu durum ama yine de hepsine uzun bir süre geçmiş gibi geliyordu.

"Lily!" James ilk kendine gelen oldu. Hızla atılıp yerdeki kızıl saçlı kızın yanına çöktü. "İyi misin?" "Yaralandın mı?" "Bir şey olmadı değil mi?" Ardı ardına sorularını sıralarken Lily sadece baş sallıyordu. Alice onlara alan tanımak için ayağa kalktı ve birkaç adım uzaklaştı. O sırada yanında dikilen kişiyi fark etti.

İrkilerek Sirius'a baktı. Gözleri Peter'ı aradı. Onu ormana girerken gördüğünde yeniden tüm odağını yanındaki oğlana verdi.

"İyi misin?" dedi Sirius. Sesi kısık ama keskindi. Alice onun gözlerine bakmak istemiyordu. Kızgın olduğunun farkındaydı ve o kızgınlığın kendisine olmasını nedense hiç istemiyordu.

"Evet iyiyim." Ancak yine de başını kaldırdı ve elalara baktı. Tahmin ettiği gibiydi. Öfkeyle koyulaşmış gözlerini, ay ışığında bile görebiliyordu. Sirius sinirliydi, tıpkı arkasında duran James Potter gibi.

"Buraya gelmemeliydiniz!" Sirius başını salladı. "Merlin aşkına Alice! Aklınızdan ne geçiyordu?" Yükselttiği sesinden ziyade kendi adını duymasıydı onu ürperten.

Tıslamasını bastırdı ve Sirius'tan biraz uzaklaştı. "Affedersin Black ama gece gece burada doğa turu yaptığınızı tahmin edemedik!"

"Bana anlat." Lily'nin sesi de yüksekti. "Lanet olsun Potter! Bana her şeyi anlat!"
Alice dönüp kızıl saçlı kıza baktı. Öfkeden mi yoksa korktuğundan mı titriyordu emin değildi. "Tamam," dedi James, sesi bu sefer kırgın geliyordu. "Söz veriyorum her şeyi anlatacağım ama burada değil tamam mı?"

"Bana da mı?" Alice yalandan gülümsedi. "Aslında bir açıklamaya hayır demem." James gözlükleri olmadan göremese de Alice'i bulup ona ters bir bakış atmaktan geri kalmamıştı.
"Bu ufak sırrımızı öğrendiğin için ne yapacağımızı konuşmamız lazım zaten."

"Sırmış," diye mırıldandı Alice, James'in cümlesine karşın.

"Tamam, hadi artık dönün ve bunu şatoda konuşalım. Güneşin doğmasına bir-iki saat var." Sirius kızlardan bir hareket bekledi ama kızıl olan inatla oturuyor, esmer olan da yanı başında dikiliyordu.

Lily itiraz edecek gibi oldu ancak Sirius konuştu. "Lils," dedi sakin bir sesle. "Remus'a bakmamız lazım. Söz veriyoruz döndüğümüzde her şeyi anlatacağız."
Gryffindorlu cadı başını salladı ve sevgilisinin onu kaldırmasına izin verdi. Hala kızgındı ama James için endişelendiği belliydi. "Dikkatli ol," dedi sessizce. James yarım ağız gülümsedi ve baş salladı.

"Pati, kızları şatoya götür ve-"

"Başkanlar odasında sizi bekleyeceğiz," dedi Lily ikisine ithafken. "Hiç kimse olmaz ve rahat rahat konuşuruz." James başını salladı ve Lily'nin saçlarına bir öpücük kondurdu.

Alice başını çevirdi ve patikaya doğru ilerlemeye başladı. "Secretum Regio." Arkasını dönmedi.

"Ne?" dedi James ve Sirius aynı anda.

"Şifre," dedi Lily, Alice'in peşinden giderken. "Başkanlar Salonunun."

"Bunu bize vermek pek akıllıca değil ha?" Sirius ortamı yumuşatmak için konuşmuştu sadece. Alice alayla güldü.

Slytherin PrensesiWhere stories live. Discover now