2. Bölüm - Maskelerin Ardına Saklanan Ruhlar

8.8K 445 127
                                    

-> Twenty One Pilots / Before You Start Your Day

"Ders programları nerede Aylak? Lütfen işinizi iyi yapın." Remus Lupin karşısında oturan uzun saçlı, yakışıklı çocuğa göz devirdi.

"Bunu Profesör McGonagall'a söylemek ister misin Pati?"

"Aman! Kalsın kalsın!" Sirius Black'in tepkisine ilk gülen en yakın arkadaşı James Potter olmuştu. Daha doğrusu kahkahalara boğulan. Remus ve Peter daha sakin bir tepki vermişlerdi.

"Şaka bir yana gerçekten merak ediyorum dersleri." Remus ilgiyle kaşını kaldırdı. Sirius ve ders? Pek olan bir şey değildi. Remus'un halini gören James sırıttı.

"Anlasana Aylak. Derslerde hangi güzel kızlarla olacağına bakacak." Çapulcular yeniden kahkahalara boğuldular ama kahkahalarını kesen başka bir ses kalabalığı vardı. Dördü de diğer tüm öğrenciler gibi seslerin sahibine döndüler. Kapıda Slytherin'in gözde dört kızı gözükünce Sirius alayla nefesini bıraktı, James gözlerini devirdi. Peter hayranlıkla kızları izlerken, Remus sakince kızlara bakıp önüne döndü.

"Neye gülüyorlar acaba?" Sirius, Remus'un yanındaki Peter'a uzandı ve ağzını kapattı.

"Ağzını kapat Kılkuyruk. Kızlar güzel olabilir ama onlar birer ölüm yiyen." Gri gözlerindeki nefreti gizlemeden masalarına oturan kızları süzdü. James'de merakla arkadaşına baktı. "Vay canına Patiayak." James güldü ve yeniden yemeğine döndü. "Hiç bir kızı böyle reddedeceğini düşünmemiştim. Senin için kim olduğu değil dışının önemli olduğunu sanıyordum." çatalını sosise batırırken sırıtıyordu.

Yeniden güldüler. "Orası öyle Çatalak ama gene de onlar iğrenç." Sirius haklıydı. Slytherin evindeki çoğu kişi geleceğin Ölüm Yiyen adaylarıydı. Kız yada erkek hepsi iğrenç bir amaca hizmet ediyorlardı. Sirius nefretle masalarını izlemeye devam ederken, kahkahalarla gülen kardeşi Regulus ve kuzeni Bellatrix'e dikkatle baktı. Nasıl böyle acımasızdılar? Hadi Bellatrix küçüklüğünden beri sadistti ve içindeki karanlığı bastırmaya asla çaba sarf etmemişti. Ya Regulus? Bu safkan takıntısı insana neler yaptırıyordu böyle.

"Bugün gerçekten neşeliler." Masaya yeni gelen Lily Evans'a döndü bakışlar.

"Farkındayım." Dedi Sirius ve çatalını gürültüyle tabağına bıraktı, iştahı kaçmıştı. Lily sevgilisinin yanına otururken Sirius'a bakış attı. "Yapma Sirius onlarda insan neşelen-"

"Anlamıyorsun Lily! Bu kadar neşeli olmaları iyi değil! Hah belki de bir saldırı falan oldu ki böyle seviniyorlar."

Aralarına huzursuzca bir sessizlik girmişti. Sirius gerçekten haklı mıydı? Bir saldırı yüzünden mi böyle seviniyorlardı? Lily Slytherin sınıf başkanı ve aynı şekilde okul başkanı olan Alice Riddle'a baktı.

Az konuşurlardı. Toplantılarda yada ortak derslerde karşılaşırlardı. Diğerleri gibi değildi. Safkan takıntısı vardı ama asla birilerini öldürmek gibi kötü şeyler konuştuğunu görmemişti. Saçmalıyorsun Lils. Dedi iç sesi. Haklıydı. Sonuçta ulu orta konuşmazdı değil mi? Hem tüm okul onun Ölüm Yiyenlerin başı olduğunu söylüyordu. Kaşlarını çatıp önüne döndü.

Sirius ise hala o masayı izliyordu.

Kuzeni ve kardeşinin arasında oturan ve gülümseyen kızdaydı bu sefer gözleri. Sevgili okul başkanları Alice Riddle... Sessiz bir kızdı. Çoğu zaman kendini belli etmezdi. Sessiz sakin ve çalışkan. Diğer Slytherinlilerden farklıydı. Bu gözle görülebiliyordu. Ama evet. O da ölüm yiyendi. Takıldığı arkadaşlarından ve safkan takıntısından herkes bunu biliyordu. Sirius dişlerini sıktı. Güzel melek yüzünün arkasında bir katil, sadist vardı. Ve işte sırf bunun için Sirius bazen dış görünüşlerine değil takıldığı kızların kalplerine bakıyordu. Arkadaşları bilmese de.

Slytherin PrensesiOnde histórias criam vida. Descubra agora