Kurtarıcı

3.8K 272 264
                                    

"Ne yaptığının farkında değilsin."

"Farkındayım, Ryan. Gayet farkındayım."

Kendimden emin bir şekilde ama daha çok kendi kendime mırıldanır gibi söyledim. Bok var gibi ona anlatmıştım herşeyi. Gerçi aksi pek de mümkün görünmüyordu. Eve geldiğimiz an odama gitmek için bir hamle yaptığımda beni takip etmiş ve tam kapının önünde soru yağmuruna tutmuştu.

"Bu saçmalık. Neden sorumlu olmadığın şeyleri öyleymiş gibi gösteriyorsun? Bu onun nefretini körükler. Hiçbir işine yaramaz."

Gözünün içine bakıp "zaten amacım bu." dedikten sonra odama girip kapıyı yüzüne kapattım. Elbette bu onu durdurmadı, peşimden geldi.

"Bak, ne yapmaya çalıştığını anlıyorum. Ama sence de artık onun iyiliği için kendi hayatını harcadığın yetmedi mi?"

Sitemli hali gitmiş, yerine sakin, ikna etmeye çalışan Ryan gelmişti.

"Anlamıyor musun? O beni seviyor. O hala bana bağlı. Hala umutlu. Benden nefret etmezse acı çekecek. Bana ihtiyacı olacak ve o boşluk asla dolmayacak. Kabuslar geri gelecek. Ama eğer benden nefret etmesini sağlarsam..."

"Hayır." diyerek sözümü kesti.

"Bugüne kadar ne yaptıysan yanında oldum. Onaylamasam da seni destekledim. Asla yaptıklarına engel olmadım. Ama buraya kadar Louis. Artık kendine zarar vermene izin vermeyeceğim. Karşımda acı çekmeni öylesine izleyemem."

"Anlamıyorsun!" diye çıkıştım.

"Bunu yapmam lazım Ryan onun acı çekmesi beni öldürüyor görmüyor musun?"

Yumuşamadı. Kararlı yüzünden bir an bile ödün vermeyerek "senin acı çekmen daha fazla insanı  üzüyor. Ve ben bundan sıkıldım." dedikten sonra ağzımı açmama izin bile vermeden bir adım daha yaklaşıp kontrolün onda olduğunun sinyallerini veren bir yüz ifadesiyle konuştu.

"Burada koşulsuz aşk filmlerinden çekmiyoruz. Dolayısıyla hayatında da o tür dramalara yer veremezsin. Burası gerçek hayat. Kendini fazla kaptırma. 4 ay sonra hayatında Harry denen biri olmayacak. " dedi kapıyı sert bir şekilde kapatıp odadan çıkmadan hemen önce. Öfkeyle ayağımı yatağın başlığına vurup sinirimi oradan çıkarttım. Kolum sarılı olduğundan sol elle kırıp dökmek gibi bir lüksüm yoktu.

Artık biri gelmeli ve beni bu bok çukurundan kurtarmalıydı. Ama bu düşünce bile beni güldürmeye yetmişti. Beni bir tek kişi kurtarabilirdi, o da bunu asla yapmayacaktı. Kaderim en başından belliydi benim. Lanetlenmiştim. Kurtarılamazdım.

○○○

"Brinkley."

Ryan sinirle üst kattan indiğinde 2 çift göz öylece onu izliyordu. Saniyeler sonra düz bir surat ifadesiyle koltuğa oturdu ve genç kızın adını söyledi.

"E-evet?"

Bu Brinkley'in beklediği bir şey olmadığından kekeleyerek cevapladı.

Finn ve Brinkley merakla Ryan'ın söyleyeceklerini beklerken genç adam biraz daha bekledi ve sonra kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Onun yardımcı olabileceğinden emin misin?"

Genç kız diken üstündeymiş gibi hissederken "Buna inanıyorum." diye cevap verdi.

Ryan seslice nefesini verip elleriyle yüzünü kapattıktan sonra saçlarının arasından geçirdi ve içinden bunun işe yaramasını dilemekten başka yapabileceği bir şey yoktu.

"Tamam. Zayn Malik'i buraya getir."

○○○

20 Mart 2012

TOUCH THE SKY (LARRY STYLINSON)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang