"Dokunma!"

5.8K 360 356
                                    

İçine bir anda sertçe girdiğinde Lou öyle bir acıyla bağırdı ki, Harry'nin bile canı yanmıştı. Etlerini koparıyorlarmış gibi acıdı canı. Peki ya kalbi? O çok daha mühim bi haldeydi kuşkusuz.

"Tomlinson yoksa becerecek kızın mı bitti? Kim mastürbasyon yaparken bu kadar inler ki? Sen ölmüşsün dostum!"

Arkadaşlarına cevap verebilecek gücü yoktu. Lou'nun hiçbirşey için gücü yoktu. Paramparça bir haldeydi Lou.

Zavallı genç adamın çığlığı Harry'yi kendine getirmişti. Bir anda ne yaptığının farkına varıp hızla içinden çıktı. Sıcak sıvıda akmaya başladı bununla beraber. Ellerini üstünden çekti ve donuk bir ifadeyle öylece kaldı. 

Louis anında yere yığıldı. Ne ayakları kendini taşıyordu, ne de göğüs kafesi kalbini. 

Harry olduğu yerden Lou'ya baktı. Pişmanlık beynini kemiriyordu.

Elini kararsızca titreyen bedene uzattı. Dokunduğunda beden ürkekçe kasıldı ve büzüştü. Harry kendine olan kızgınlığından dişlerini sıktı. Bir süre sakinleşmeyi bekledi ve sonra tekrar elini uzatıp omzuna koydu. Anında "DOKUNMA!" diye bağırışını duydu Lou'nun. Hemen elini çekti.

O ne yapmıştı?

Siktir.

Sinirle yumruğunu duvara geçirdi. Kemiklerinden sesler gelene, eli kandan görülmeyene dek buna devam etti vahşice. Sonra durdu. Acısından değil. Yorulmuştu. Kalbi deli gibi atıyordu. 

Yerde hareketsizce yatan bedenin yanına çöktü. İki eliyle yüzünü tuttu.

"DOKUNMA!" diye yüksek sesle tekrar bağırdı Louis. Sonrasında sesi alçaldı. Sayıklamaya başladı. "Dokunma!Dokunma!Dokunma!Dokunma."

Harry bu sefer onu dinlemedi. Kafasını kendine döndürdü.

"Louis özür dilerim sikeyim özür dilerim!" Harry çaresizce özür dileyebiliyordu yalnızca.

Louis ise ifadesizce devam ediyordu. "Dokunma.Dokunma.Dokunma.."

Harry korkmaya başladı. Neden nefes almadan "dokunma" demeye devam ediyordu? Neden yüzünde hiçbir mimik yoktu ya da neden Harry'yi duymuyordu?

"Louis! Tanrım Lou!" omuzlarından sarstı Louis'yi. Neyseki sonunda susmuştu. Fakat yüzü hala aynı ifadesizlikteydi. Tek bir mimik bile yok.

Ne yapacaktı? Ne yapmalıydı? Beynine binlerce soru hücum ederken karşısındaki manzaraya boş boş baktığını farkedip hemen ayağa kalktı. Duvarda asılı olan havluyu beline sarıp duştan çıktı. Louis'nin dolabına gidip içine tıktığı kendi kıyafetlerini aldı ve aceleyle üzerine geçirdi. Hemen sonrasında Louis'nin kıyafetlerini aldı ve onu bıraktığı yere geri döndü. 

Hala yerde yatan adamın üzerine akmakta olan suyu kapattı ve ardından bedenini güçlükle  doğrulttu. Sırtını duvara yaslayıp havluyu vücuduna sardıktan sonra hızlı bir şekilde kuruladı. Sonrasında düzensiz bi şekilde kıyafetlerini giydirdi. Dolaptan yanına aldığı telefonuyla Ryan'ı aradı. 

Açtığında ise hiçbir şey demesine izin vermeyerek "Neredesin?" diye sordu.

"Sana da merhaba Harry!"

"Neredesin?" diye yineledi tok bir sesle.

"Oh tamam.. Sınıftayım. Neden?"

"Louis-" 

Ryan sözünü keserek

"Ah telefonuna cevap vermiyor mu? Hala duşta olmalı." dedi.

"Biliyorum. Dinle hemen buraya gelmelisin."

TOUCH THE SKY (LARRY STYLINSON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin