Now.. Who is fagot?

6.1K 340 1K
                                    

Öpüşmemiz yavaşca hızlanarak şehvete dönüşürken kafamda bir türlü geri gönderemediğim düşünceler yumuşak dudaklarına karşılık vermemi engelliyordu.  Yavaşca geri çekildiğimde Harry  bunu nefes alabilmek için yaptığımı düşündüğünden terli alnını alnıma dayayıp bir süre derin nefesler alıp verdi. Sonrasında tekrar dudaklarıma yöneldi.

Geri çekildim.

Harry doğrulup sorarcasına gözlerini gözlerime diktiğinde bir cevap vermem gerektiğinin farkına vardım. 

"Harry.."

Uzun süre konuşmadığımdan ve yeterince tahrik olduğumdan sesim boğuk ve çatallı çıkmıştı.

"Bu.. Bu neydi?" Diye sordum anlam veremediğim öpüşmemize.

Alayla "Nasıl neydi?" Diye soruma soruyla cevap verdi.

"Neden beni öptün?"

Ciddiye almadan omuz silkerek cevap verdi.

"Çünkü canım öyle istedi."

İşte yine normal -aşkımı itiraf ettiğimden beri dönüştüğü- Harry.

Benden uzaklaştı. Kafamı olumsuzca salladım.

"Canın istediğinde bir erkeği öpemezsin. Sen düzsün ve bende senin en yakın dostunum." Dedim vurgulanması gereken yerleri vurgulayarak.

Harry gözlerini devirdi.

"Ne yani? Bana bunu istemediğini söyleme. " dedi dalga geçercesine. Geçiyordu da.

Hadi ama bunu nasıl başarıyordu? "Mutlu olur muyduk Lou?" "Ya seni beni sevdiğinden çok daha fazla sevseydim?" Nasıl bir anda bu adama dönüşebildi?

Yeniden ne kadar aptal olduğum kanısına varıp kendime kızarak kapıya doğru yürüdüm.

"Hey hey hey dur bakalım."

Onu dinlemeden yoluma devam ettim.

"Lou bir piç gibi davrandığım için üzgünüm lütfen bekler misin?"

Durdum ve söyleyeceklerini beklemeye başladım.

"Seni öptüm çünki bunu istedim. Sende istedin ve biz öpüştük.  Ne var bunda?"

Bıkkınca nefes aldım ve Harry'e döndüm.

"Ne mi var?" Deyip histerik bir kahkaha attım.

"Harry ben yıllardır kardeşin olarak gördüğün, her boku beraber yaptığın çocuğum ve sana en başından aşığım.  Sen de beni süründürmeye yemin etmiş, benden nefret eden çocuk. Biz şimdi buradayız ve öpüşüyoruz. Cidden, ne mi var?"  Tüm 4 yılımızı ve şuan içinde bulunduğumuz durumu özetledim tek nefeste. Gözlerini açmış bana bakıyordu.

"Tamam. Peki anlıyorum." Dedi. Bi bok anladığı yoktu.

"Bunun sadece seni nasıl hissettireceğini merak ettiğin için beni öpmemelisin. "

Burada durmuş ona yanlış yaptığı bir şey için bağırıp çağıran,  amacı sözde  tavsiye vermek olan bir öğretmen gibiydim.

Kaşlarını kaldırdı ve dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı. *sikime konuş hoca.

"Ama sende karşılık verdin."

Evet verdim.

"Ben 'acaba bir erkekle öpüşmek nasıl olur' düşüncesiyle hareket etmiyorum."

"Bu karşılık verdiğin gerçeğini değiştirmez." Dedi rahat ve sinir bozucu tavırlarla.

Ellerini cebine soktu, bana arkasını dönüp  iki adım ileri gitti ve tekrar bana dönerken  sıraya yaslandı.

TOUCH THE SKY (LARRY STYLINSON)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora