Drunk

5.4K 280 1.3K
                                    

Yazarın Gözünden :

"Vay, Kimleri görüyorum. Louis Tomlinson? Bu gerçekten sen misin?"

Louis, bu sesi uzun süredir duymuyor olsa da kim olduğunu tanımayacak kadar unutmamıştı elbette. Barmen önüne sipariş ettiği birayı bırakınca sol eliyle bardağı kavradı ve gülümseyerek ona seslenen kişiye bakmak üzere arkasını döndü.

"Isaiah! Uzun zaman oldu, adamım!"

Ellerini havada birleştirip dostça sarıldılar.

"Kafanı okula yoracağını söylediğini hatırlıyorum ama sene başından beri gelmeyeceğini düşünmemiştim doğrusu."

Louis dudaklarını birbirine bastırıp gülmeye çalışırcasına bir ses çıkarttı.

"Tek misin?"

Genç adam gülerek sorduğunda Lou elindeki bardaktan büyük bir yudum aldı ve cevapladı.

"Evet."

"Güzel. Bizimkiler hemen şurada. Beraber takılmayalı uzun zaman oldu, seni gördüklerine sevinecekler."

Adamın gülüşüne aynı şekilde karşılık verdikten sonra başını salladı ve beraber bir kaç gencin bulunduğu masaya doğru yürümeye başladılar. Koltuk ve masa sanki bu grup için özel olarak tasarlanmış gibi ovaldi. Aralarında eğlenmeyen bir kişi bile olmadığı yükselen kahkahalardan belli oluyordu.

"Hey millet, bakın size kimi getirdim!"

Gülüşmeler yavaş yavaş kesildiğinde ve yüzler Louis'ye çevrildiğinde bir kaç saniyelik duraklamanın ardından hepsi memnuniyetle selam vermeye ve nerelerde olduğu hakkında sorgulamaya başlamışlardı.

Çocuklar Louis ve Isaiah'a yer açmak için sıkışmayı tercih ederlerken Beth tereddütsüzce sevgilisi Logan'ın kucağına oturdu ve problemi ortadan kaldırdı. Hepsi birden tekrar gülüşmeye başladıklarında Louis buraya gelmenin iyi bir fikir olduğunu düşündüğü için kendini tebrik etti. Güzel bir kafa dağıtma biçimiydi.

Gülüşmeler kesildiğinde masa tekrar sessizliğe bürünmüştü ve herkes kafasını merakla Louis'ye çevirmişti. Bunca zaman ortalarda olmayan oydu ve şuan konuşması gereken kişiydi.

Isaiah Louis'nin bundan rahatsız olduğunu yüzüne bakarak anlaması üzerine dikkati üzerine çekmek adına konuşmaya başladı.

"Ee, Tate o güzel fıstığın telefon numarasını alabildin mi?"

Aralarında en genç gözüken sarışın çocuk egoistçe gülümsedi ve koltukta kayarak cebindeki kağıt parçasını çıkardı.

"Şunu görüyor musun? Ona öyle ateşli geldim ki bir de kenarına öpücük bıraktı!"

Herkes gülmeye başladığında adı Tate olan sarışın çocuğun hemen yanında oturan esmer kız, güzelliğini vurgulayan koyu mavi gözleriyle ona öldürücü bakışlarını atmıştı.

Louis buradaki herkesi az çok tanıyordu.

Isaiah ile ilk kez bu barda tanışmıştı. Tex'in sık sık takıldığı bu mekan sürekli çıkan kavgalar yüzünden artık tercih edilmiyordu ve Isaiah sorup soruşturduktan sonra Tex denen çocukla başa çıkabilecek Louis adında biri olduğunu duydu ve araya bir kaç kişiyi sokarak ondan yardım istedi. Louis'nin ise en büyük zevki bu olduğundan seve seve yardım etmişti. Sonra arkadaşlıkları ilerledi ve Isaiah onu kendi arkadaş grubuyla tanıştırdı. Logan ve Beth ile tanıştığında onlar 1 yılı aşkın süre beraberlerdi. Tate, olabildiğince çekingendi bu yüzden ona göre şu zamana kadar kişiliği konusunda en çok değişen insandı. Sarışın ve çekici gözüküyordu. Geniş omuzları ve kaslı vücuduyla okul beyzbol takımının kaptanı olduğu için bir o kadar popülerdi de. Hemen onun yanındaki esmer güzel, Nina'nın başından beri Tate'den hoşlandığının farkındaydı. Belki herkes farkındaydı fakat belli ki Tate ona küçük kız kardeşi gibi davranmaktan bu sevgiyi göremiyordu.

TOUCH THE SKY (LARRY STYLINSON)Where stories live. Discover now