Everything's Gonna Be Alright

5.6K 367 786
                                    

Yardımlarından dolayı @winglesslarry quyinime teşekkürlerimi sunuyorum. ILYSM :**


...


"Gitme Louis." Dedi uzun sessizliğin ardından yeniden. Ayaklarım yere çivilenmiş gibiydi. Dakikalardır ona arkamı dönmüş bekliyordum. Titreyen sesiyle söylediklerini tekrar ettiğinde artık pes etmiştim.

Yavaş hareketlerle ilerleyip kapıyı kapattım. Ona döndüğümde rahatlamış gibi nefesini verdi ve içimi eriten gülümsemesini gamzeleriyle taçlandırdı. Peki ne yapacaktım? Burada kalmıştım işte. Şimdi ne olacaktı? Bu denli utanırken nasıl onun yanında olacaktım?  Nasıl onunla konuşacaktım?  Ya da nası-

Bir anda vücudumu saran kollarıyla düşüncelerimden şaşkınlıkla ayrıldım.

"Teşekkürler! Teşekkürler!" diye tekrar etti heyecanlı sesiyle. Vicdan azabı mı çekiyordu? Sanırım.

Her ne kadar sarılışına karşılık vermek istesem de, yapmadım. İçten sıkı bi sarılıştan sonra yavaşca benden ayrıldı.

Ben arkasındaki duvara bakıyorken o tamamen bana odaklanmıştı. Normalde olsa şimdi ona bakmamı emreder ya da çenemden tutup kaldırırdı.

"Louis ımm iyi misin? Aç mısın yemek, yemek yapabilirim. Ya da istersen dışardan söyleriz. Şey pizza nasıl? Başka bir şey de olabilir?  Üzerindekilerle rahat mısın?  Farklı bir şeyler verebilirim?" nefessiz konuşurken ister istemez bakışlarımı ona çevirdim. Kaşlarımı kaldırıp ona baktığımda

"Fazla saçmalıyorum değil mi? Evet farkındayım özür dilerim ben yalnızca.. Herneyse." Deyip sustu. Her ağzını açtığında bi öncekinden daha anlamsız cümleler kuruyordu. Bense susmaya devam ediyordum.

"Konuşalım mı?" Diye sordu bi anda.

"Konuşuyorsun zaten" Dedim soğuk ve kısık sesimle.

Dudaklarını dişledi. Sonra sıkıntıyla eliyle ensesinini ovdu. 

"Sik kafalının tekiyim."

Ona katılarak başımı salladım.

"Herşeyi boka sardım." dediğinde tekrar kafamı salladım.

"Ama bunu telafi edebilirim."

Bu sefer olumsuz anlamda sağa sola salladım.

"Yapma Louis. Bana izin ver." deyip bir adım yaklaştığında geriye çekildim. Yerinde durdu.

"Lanet olsun!" diye inledi.

"Evet ben çok boktan bir şey yaptım ama işin bu düzeye gelmesini sağlayan sensin." diyerek beni suçladığında şaşkınlıkla ona baktım. Beni mi suçluyordu? Gerçekten mi?

"Bana aşık olan sensin ve seni öpmeye çalıştığımda beni geri ittin." deyip başlattığı suçlamanın arkasında durdu.

"BANA ZORLA SAHİP OLMAYA ÇALIŞTIN VE ŞİMDİ GELMİŞ BENİ Mİ SUÇLUYORSUN?!" diye bağırdım vücudumda salgılanan tüm sinir hormonuyla.

Dişlerinin arasından duymayacağım bir sesle küfür savurdu ve ben geri çekilecek sanmıştım. 

"SORUNDA BU YA! BENİ İSTEMEDİN!" diye bağırdı.

Histerik bir kahkaha attım.

"Şimdi de bahanen bu mu? Seni istemedim ve sen bu yüzden bana tecavüz etme hakkına sahipsin." dedim deminkine oranla çok daha düşük bir sesle. Cümlemi tamamladığımda ise yerin dibine geçecek kadar utanmıştım.

TOUCH THE SKY (LARRY STYLINSON)Where stories live. Discover now