🎡FİNAL 🎡

16.7K 826 204
                                    

2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2.849 Beğeni
@Balıntoral: ✨See u soon bitch✨
-Yorumlar kapalı-

Yeni yıla gireli bir ay geçmişti. O zamandan bu zamana kadar çok bir şey olmamıştı. Sadece zaman akıp geçmişti. Bizler hala aynıydık.

"Yalnız ben ilk elma şekeri istiyorum."
Egemen'e bakıp gözlerimi kıstım. "İlk şu jetonları alın sonra elma şekeri, pamuk şekeri kavgasına devam edin." Dedi Arel önden annemiz gibi yürüyerek. "Şu triplere bak görende Brad Pitt fala sanır."

Gülerek Egemen'in koluna girdim. Jetonları aldığımızda ilk Ekim'in ısrarlarıyla kamikazeye binecektik. Tabii Egemen ağlamayı keserse. "Sikseniz o ölüm dağıtan şeye binmem."
"Bence de altına falan sıçar sonra uğraş dur." dedi Barkın Egemen'e 'Aptal.' bakışı atarak. "Yarr-" Bersu hemen eli ile Egemen'in ağzını kapadı. "Biniyor muyuz?" Dedi bu durumdan oldukça sıkılmışa benzeyen Arel.

"Hepinizin tek tek ebesini sikeyim." "Zorladık sanki yavşağı." Dedi Mert

Hepimiz çok pis dağılmıştık. Herhangi bir yere kusabilirdim. "Sizi bilmem ama ben yeri öpmeye gidiyorum." Dedi Alinda yanımızdan ayrılarak. "Ben de kaçar. Radarımda yakışıklı bir çıtır var." Deyip Ekim de bizi bırakmıştı.

"Yaşıyoruz değil mi şimdi biz?" Dedim Arel'in omuzuna tutunarak. "Egemen pek yaşıyormuş gibi değil." Popo üstü yerde yatan Egemen'i göstererek Arel.

Ben Arel'i çarpışan arabalara binmeyi ikna ederken, Egemen yanımıza sekerek gelmişti.

"Senin sevgilin sana peluş tavşancık kazandı mı?" Dedi nispet yaparak.
Gözümün önünde saladığı tavşana vurup, kaşlarımı çatarak Arel'e baktım. "Benim niye tavşanım yok?"

Arel "Bersu mu kazandı o tavşanı?" Dedi konuyu değiştirip yarım ağız gülerek. Egemen bozuntuya vermeden, "Evet, sende mi kıskandın?"

"O tavşanı arabanın altına atmadan uza."

"Senin bu sevgilinde katil potansiyeli var. Ayrıl bence."

"Katılıyorum." Arel'in yanından tam ayrılacakken, "Çarpışan arabalara binmiyor muyduk?" Demesi ile hemen R yapmıştım.

"Herkesin ebesini si-" Arel koca elliyle ağzımı kapayınca cümlem yarım kalmıştı.

"Bal bence ben geçeyim direksiyona. Herkesin canı tehlikede gibi."  Arel sinsice bakıp, "Bayılacaksın hatta hayran kalacaksın şoförlüğüme." Arel tereddütle bana bakarken arabayı çalıştırdım.

"Egemen gaza bassana!" diye Bersu'nun bağrışını duymuştum. Egemen ise çok eminmiş gibi "Gaza basıyorum zaten." diye söyleniyordu. Bersu "Aptal o gaz değil firen." diye söylenirken Alindalar, Egemenlere çarpmıştı. Böylece Egemen ve Bersu arasında küçük bir kavga başlamıştı.

"Hangisine dalalım?" Dedim heyecanla ellerimi çırparak fakat tam o anda Barkın pişkince gülerek bizi çarpması ile ufak çaplı sarsılmıştık. "Bal lütfen o ellerini direksiyondan ayrıma."

"Anlık refleks yoksa çok iyiyim." dedim Alindaların peşine takılarak. "Buna inanmak istiyorum lütfen hüsrana uğratma beni." Arel'e yandan bir bakış attım. Ve bir daha Bersu'ya çarpmaya çalışan, Mert ve Alinda ikilisine doğru sürerken arkadan birinin bize çarpmasıyla bu sefer büyük bir sarsıntı yaşamıştık.

"Kim lan bu?" Dedim yüzümü buruşturarak.

Kafamı arkaya çevirip bakmam ile  bizi şeytani bakışlarla bakan bir yer cücesi ile karşılaşmıştım. "Gidip süt falan  içsene sen. Ne işin var burada?"
Arel omuzuma dokunup, "Asıl bizim ne işimiz var burada?" Dedi

Arel'e cevap vermek için ağzımı açmışken, bücür hafif geri geri gidip yine bize çarpmıştı. Tam o sırada önden de Egemenler çarpmıştı.

Arel ağır bir küfür savurdu. "Ayıp ama çocuk duydu Arel." Dedim kınayan bakışlarla.

"Piç ne demek?" Dedi bücür annesine bakarak. Derin bir sessizlik oluştu. O sessizlik sırasında annesi gözlerinden çıkan alevler  ile yakmıştı bizi.

Yapmacık bir gülümseme ile duruma el attım. "Piç, bugün çok güzelsin demek." Dedim aklıma ilk gelen şeyi dile getirerek. Cüce bir kaç saniye durup, bombayı patlattı. "Anne sen o zaman bugün çok piç olmuşsun."

"Yani Balın inanamıyorum sana." Dedi Arel gülmemek için kendini zorlayarak. "Komik mi? Değil."  Önden yürürken, elimi tutup kendine çekmişti beni. Gülümseyip,
"Günlük azarımızı  yendiğimizde göre Dönme dolap?" Dedim

"Bitiriyoruz o zaman?" Alinda'ya bakıp, onaylayarak kafamı salladım. Son jetonlarımızı dönme dolaba vermiştik. Kendi aramız da dönme dolabın özel bir anlamı vardı.

Üzüldüğümüzde, bir derdimiz olduğunda ya da çok mutlu olduğumuzda hep kendimizi dönme dolabın tepesinde bulurduk. Buruk bir gülümseme ile bakışlarımı tek tek arkadaşlarımda gezdirdim. En son da Arel'i bulmuştu bakışlarım. Benim hikayem bu dönme dolapta baslamıştı ama tekrar burada son bulmuyor, daha yeni başlıyordu...

Veda etmeden önce bir şey demek istiyorum. Ben bu hikayeyi burada bırakmak istemiyorum. İlk bölümü atan ben ve şu an bunları yazan benin fikirleri değişti. O yüzden hikayeyi, karakterleri, shipleri baştan yazmak istiyorum. Adlar, olay örgüsü aynı kalır ama bazı şeyler daha detaylı daha derin yansıtmaya çalışmak, en azından  denemek istiyorum. Çok fazla hata, kopukluk var. Zaten hemen final yapma sebebimde birazda bu  düşüncemden kaynaklı.

Diğer bölümleri açıp okuduğumda çok huzursuz, kötü hissediyorum. O yüzden ara verdikten sonra kendimi hazır hissettiğimde, tabii sizde isterseniz  bir daha denemek istiyorum. Fikrim değişir belki hiç yazmam ilk hali kalır. Belki  tamamen kaldırırım. Dengesizim bu konularda. O yüzden kesin bir şeyler demek istemiyorum. Ama şu anki düşüncem baştan yazma tarafında.

Şimdi nasıl başlasam bilemedim. Her şeyin bir sonu varmış. Sanki hiç bitmeyecekmiş, hep benle olacaklar, olacakmışsınız gibi hissetmiştim. Sanırım artık veda vakti...

Bu hikayeyi yazmaya başladığım zaman hayatımın yeni bir sayfasına adım atıyordum. Öylesine bir anlık hevesle başlamıştı.  Çok fazla hatası, saçmalıkları, kopukluğu olmasına rağmen benimle bu satırlarda buluşan herkese çok teşekkür etmek istiyorum.

Bundan çok önce daha kötü denemelerim olmuştu. İyi ki hiç biri okunma almadılar.

O zamanlar üzülüyordum. Geçen taslakları bulduğumda ilk dediğim şey "Ben bunları hangi kafa ile yazmışım?" "Bu ne özgüven." olmuştu." Ama küçüktüm, kendisine buradan sevgiler. O küçük ben bunu görse sanırım mutluktan ağlardı şeosiqoxsş

Yani kısacası şunu unutmayın ki her şeyin bir zamanı var. Önemli olan o doğru zamanı bulmak. Doğru anı bulduğunuz zaman istediğiniz her şeyi başaracağınıza ben inanıyorum. Sizde kendinize inanın.

Bir kişi bile okurken yüzünde tebessüm olduysa, beğendiyse başarmışım demektir çokta kurcalamaya gerek yok. Buralarda kendi kendime takılırken beni buldunuz, ben sizi buldum. Hayatımda tebessüm oldunuz. Bazılarınız çok güzel şeyler yazdılar. Hani diyordum bunu neresini sevdiler? Hala soruyorum cidden neresini sevdiniz?

Ben yorum atan, fikrini belirten, nefret kusan, çok güzel yorumlar atan, oy atan herkese bir daha teşekkür etmek istiyorum.

O zaman hoşçakalın... Umarım başka satırlarda başka zaman tekrar buluşuruz.

Dönme dolap |Texting (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin