39

26K 1.3K 263
                                    

"Ya Alinda." dedim yalvaran bakışlarla. "Balın 3 gündür evden çıkmıyorsun. Koktun artık." Dedi kolumdan çekiştirerek. "Tamam be." Diyerek kafenin kapısını açtım.

Kafede bakışlarımı gezdirirken gördüğüm tanıdık suratla nefesimi tuttum. Ama yeter artık, her yerde buluyoruz birbirimizi. Beni sarsan Alindaya çevirdim bakışlarımı. "Balın karşıya bak." demesi ile Alinda'nın da onları gördüğünü anladım. İşin kötü tarafı sadece Arel ve Mert baş başa değildi. Yırtık dondan çıkar gibi sürekli karşımıza çıkan Ekim ve bir kız daha vardı yanlarında. Dördü kahkahalar bir şeyler konuşuyorlardı. "Ne ayak bu Mert?" dedi Alinda gözlerini kısarak.

"Kıskandın mı?" dedim muzipçe "Ne alaka? Sadece kız iki beden büyük ona." dedi umursamazca ama fazlası ile umursuyordu. "Öyle diyorsan öyledir." demem ile kolumu çimdikledi. Alinda bana göz kırparak Areller'in masasına doğru yürüdü. "Hayırlı işler gençler." dedi yapmacık bir sırıtışla. Dördü de gülmeyi kesip ona bakınca tanımadığımız kıza elini uzatıp "Alinda." dedi "Bersu." dedi Alinda'nın attığı yapmacık gülüşünün aynısı atarak. "Otursanıza." dedi Mert Arkada duran bana bakıp gel işareti yaparak.

İstemeyerek yanlarına gittim. Alindaya 'Silktim.' Seni bakışlarımı da atmayı ihmal etmiyordum. Arel'i görmek istemiyordum. Bu inatla yanlarına gidiyordu. "Görüşmeyeli nasılsın Balıncım?" dedi kenafir gözlü Ekim. "Seni görünce bir moodum düştü ama iyiyim. Sen?"dedim gülümsemeye çalışarak. Ama içimden gram gülümsemek, yapmacık sırıtışlar atmak gelmiyordu. Arel'in karşısında ki sandalyeyi çekip oturdum.

Alinda pek mutlu olmayan bir halde Mert'in karşısına oturdu. "Bersu." dedi bana bakarak kız. "Balın." dedim düz bir bakışla. Kız resmen Ekim'in kopyası gibiyidi. Şark saçlı, gözleri kahvenin koyu bir tonuydu.

Gözlerimi Arel'e çevirdiğimde göz göze geldik ve göz kırptı. En son Arel'e bilinmeyenden engellediğimden beri doğru düzgün yüz yüze gelip konuşmamıştık. Ben genelde ya ondan kaçıyordum ya da sınıfta kalıyordum. Okuldan, eve gidip geliyordum.

"Ya Mert sen çok komiksin." dedi Bersu Mert'in kolunu tutarak "Ya ne demezsin aynı espri şelalesi." dedi Alinda fısıltı ile ama herkes duymuştu. "Bir şey mi dedin Alindacım?" dedi Mert gülümseyerek. "Hayır, devam edin siz."  Alinda çaprazımda olduğu için telefonumu çıkarıp yazdım.

Siz: Almayanın malını alırlar aşkım.

Telefona gelen bildirme bakıp, ayağıma vurdu alttan.

Ah diye bir ses çıkarmamla "İki oluyor bu." Dedim. "Sende abuk sabuk konuşma o zaman." Masadakiler olayı anlamadığı için bize 'Mal mısınız?' Bakışı atıp konuyu değiştirdiler.

"Mert bizim grup falan yarın eğleneceğiz. Sizde gelsenize. Özellikle Mert senin hayır deme lüksün yok." dedi Bersu dudaklarını büzerek.

"Hayır diyemeyecekse niye soruyorsun o zaman aptal." dedi yine fısıldadı Alinda. "Kıskandın mı?" dedim ağzımı oynatarak. "Balın sus." Telefonuma gelen mesajla dikkatimi Alinda'nın kızgın suratından çekip dikkatimi telefonuma verdim.

Arel Duman: Kıza öldürecekmiş gibi bakmayı kes .)

Siz: Hangi kıza?

Arel Duman: Sence?

Arel Duman: Oturduğundan beri Ekime pek hayırlı bakmıyorsun.

Siz: Aşkla mı bakayım Arel?

Arel Duman: Bu bakışlarındansa daha iyi olur.

Siz: Ekim'in korumalığını mı yapmaya başladın?

Siz: Merak etme o Ekimciğin için kılımı kıpırdatmam.

Arel Duman: Sorun yok o zaman.

Dönme dolap |Texting (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin