34

29.7K 1.8K 125
                                    

Oy sayıları çok az :((
Bol bol satır aralarına yorum atıp, oylarsanız çook sevinirim❤️❤️

"Nerede kaldı bunlar ya?" Dedim dudağımı ısırarak.  Her şeyi ince ayrıntısına kadar planlamıştım. Buna düğünleride dahil. "Umay'a yazalı beş dakika oluyor. Gelir herhalde birazdan." Dedi Arel cips paketlerini kolları ile sararak.

"Ben de Egemen'e yazdım. Gelmeleri gerek artık" Dedi Mert
"Yalnız atladığınız büyük bir kısım var. Bunu planlayan Balın. Bu işin düzgün gitme ihtimali yok." Dedi Alinda ön cam kapının anahtarını çevirerek elinde. Şu an ne mi yapıyorduk? Benim dahiyane olan Umay ve Egemen'i markete kitleme planımı hayata geçiriyorduk.

Her ne kadar Alinda bu planın tökezleyeceğini iddia etse de, bence fazlası ile yolunda gidecek her şey.

"Biz çıkıyoruz. İkisinin içeri girdiğini görünce kilitlemeyi unutmayın kapıları."  Dedi Alinda

İlk ve tek hedefimiz bütün kapalıların kapalı olduğuna emin olmak. Yangın tarafı zaten kapalıydı. Alinda ve Mert ön, Arel ve bende arka kapılardan sorumluyduk .

"Tamam siz çıkın. Biz de birazdan arka kapıdan çıkarız ." Dedi Elinde ki cipsleri göstererek Arel.  Mert pis pis gülüp marketten çıkınca  Arel ile yalnız kalmıştık.

Dikkatimi hemen Arel'den çekip çikolatalar verdim. Aksi takdirde saçmalardım.

"Yarın maçta kaybetmeye hazır mısın?" Dedi konuyu değiştirerek. Ah birde o konu vardı.

Neden böyle saçma bir iddiayı kabul etmiştim ki? Topla oynanan sporlardan hep nefret etmişimdir.
Aslında genel olarak spordan nefret ediyorum.

"Balın Toral asla kaybetmez." dedim saçlarımı savurarak. Küçümseyici bir bakış attı. Bir şey diyecekken "Ne istiyorsun Mert?" Sesini duymamızla ikimizde konuşmayı kesmiştik. Arel hemen marketin arka kapısına doğru gitti. Bense Umay'ın içeri girdiğinden emin olup öyle çıkacaktım. 

Kafamı giriş kapısına çevirdim.
Umay içeri girdiğini görünce, sinsice gülümsedim. Çok güzel bir plan yapmıştım.

Bunun sonucunda en kötü flört olmaları lazımdı. Tabi Egemen Umay'ın gözünü çıkarmazsa, iyi bir şey diyeceğim  derken bokum demezse araları iyi olacaktır.

Arkamı dönüp marketten çıkacakken, kolumdan tutulmuştum. Çığlığı basmamı Arel'in koca elleri engellemişti.

"Ne yapıyorsun?" Dedim fısıldayarak. "Senin çıkmış olman gerek aptal." Deyip  gidecekken kolumdan tuttu.

"Çıka bilseydim şu an bu konuyu tartışıyor olmazdık ." Demesi ile kaşlarım çatıldı. 

"Nasıl?" Burada ne  boklar dönüyor?
"Kapıyı dışarıdan kilitlemişler, açılmıyor." Demesi ile mükemmel planım güme gittiği anlaşılmış olmuştu. Ya da güme gitmesini sağladılar.

"Burada baş başa olup, sohbet etmeleri gerekiyordu." Dedim dudağımı ısırarak. "Alindalara söylesek açsalar?" desem de Alinda açmazdı kapıyı. Zaten başından beri Mert ile ikisini planı buydu. Mert'in bakıp pis pis sırıtmaları da bunu açıklıyordu. Akıllarınca  bizi de buraya kilitleyeceklerdi.

"Fark ederler. Olmaz."

"Şimdi biz de mi kitli kaldık bu dingillerle?" dedim dudağımı ısırarak. "Öyle gözüküyor. " dedi yere oturup reyona sırtını yaslayarak.

"Eee biz ne yapacağız burada? Yırtık dondan çıkar  gibi çıktık." dedim boynumu bükerek. "Cips yiyeceğiz  sessizce?" Aslında  benim için sorun değildi. Arel baş başa cips yeme şansım varken niye yaygara çıkarayım ki?

Sevgili kendilerini çok zeki sandıkları arkadaşlarım, bana böylesine güzel bir fırsat sunmuşken tabii  faydalanacaktım.

Hem Egemenleri de  dinlemiş olurum.  İşime geldi aslında. Bende Arel gibi sırtımı reyona yasladım. Cips paketini açıp bana uzattı. Bir avuç alıp ikişer, üçer ağzıma tıkarken durdum ve yavaş yemeye başladım. Kafamı Arel'e çevirdiğimde gülümseyerek bana bakıyordu. Refleks olarak benimde dudaklarım kıvrılmıştı.

Önüme gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken bir çığlık duymamızla, yerimden sıçradım.

"Egemene yine ne bok yedin ya?" Diye mırıldanarak oturduğum yerden kalkıp, popişimi silkeledim Biraz onların olduğu reyona doğru yaklaştım. Sanırım sonunda yüz yüze geldiler.
"Egemen! Kalbime iniyordu az kalsın." Dedi yüksek sesle Umay.
"Bu şerefsizden adam olmaz." dedi Arel de fısıldatıp yanıma gelerek. "Deme öyle. Aslında Egemen çok zeki sadece göstermiyor." Küçümseyici bir bakış atıp, "Dediğine sende inandın mı?"
"Hayır." dedim gülerek. Aklıma gelen şeyle kocaman gülümseyip,

"Arel koş çiğdem getir. Yoksa bunun tadı çıkmayacak." dememle gözlerini devirip gitti. Ne kadar da söz dinleyen bir bey. Sıkıntıdan reyonu izlemeye başladım. Umay ve Egemen'in sesi kesilmişti, ya da olduğum reyondan uzaklaşmışlardı. Keşke daha küçük bir market seçseymişiz. Seçtiğimiz market gerçekten kocamandı.

"Balın." deyip kolumdan çekilmem ile şaşkınca Arel baktım. Elinde çiğdem tutarak beni çekiştiriyordu. "Ne oldu?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Bu salaklar marketi dolaşıyor. Az kalsın yakalanıyordum." Gözlerimi devirdim. "Biz neden sürekli birlerinden kaçmak zorunda kalıyoruz?" dedi kolumdan tutup beni sürüklerken. En son Hasan Amcadan kaçıyorduk. O da zaten pek iyi sonuçlanmamıştı. Canımız çıktı o koca sahayı silene kadar.

"Yakalanbaca bir son vermeliyiz." dedi gülerek. Kolumu ondan çekip, bir kaç çikolata aldım. Sonuçta tam çikolata reyonun önündeydik. O sırada bir bağrış duyuldu bu sefer sesin sahibinin Egemen olduğu çok kolay anlaşılıyordu. Bunlar bağırmadan niye anlaşamıyorlar?

O____O_____O______O

Bir çikolatadan, bir minik kekimden ısırık alıyordum. Sanırım toplam dört çikolata ve beş kek bitirmiştim. Bence gayet azdı.

"Tosuncuğum az olmadı bunlar. Biraz daha ye(!)" dedi dalgaya vurarak Arel.

Kaşlarım istem dışı havaya kalkarken, "Sen bana ayı mı demeye çalışıyorsun?"dedim
"Ne alaka?" "Bas baya bana tosunum dedin. Sensin tosun." deyip ayağa kalktım. "Nereye?" dedi gülerek. Birde gülüyor, gel de dövme. "Gidiyorum." Arkamdan hala gülüyordu. "Sen bana trip mi atıyorsun?" dediğini takmadan ona doğru döndüm.

"Gülme Arel yoksa seni rencide ederim." Gülümsemesi genişlerken. "Hadi ya. Etsene." Elime gelen ilk şeyi ona doğru atmamla, yere tabakların düşmesi ve  Arel'in acı dolu bağrışı aynı zamanda büyük bir kırılma sesi aynı anda yankılanmıştı.

Dudağımı ısırıp, Arel'e baktığımda kafasını acı ile tutuğunu gördüm. Sevdiğim adamın başını yardım az önce sanırım. Sanırım değil bas baya çocuğun beynini sarsmıştım.

Olduğumuz reyon ne yazık ki ev aletlerini olduğu bir reyondu ve benim farkından olmadan attığım şey ise cezveydi. Hala cezve satılıyor mu? Ne diyorsun Balın? Burdaa ki tek sorunumuz cezve satılıp, satılmaması mı? Kendine gel.  Ben kendi içimde kavga ederken, o sırada ayak sesleri bize yaklaşmaya başlamıştı. Şaşkınca bize bakan dört çift göz görmemle, "Sürpriz!" dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak.

Bölüm geç geldiği için uzun yazdım. Bölüm aslında daha uzun olurdu ama sıkılırsınız diye çokta uzatmak istemedim. Öpüldünüzzz ❤️❤️

Dönme dolap |Texting (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin