Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Çocuk." Tony'nin sesiyle Eliza başını yavaşça etrafta döndürmüştü. Sesin ne taraftan geldiğini algılayabildiğini sanmıyordu. Üç parmağı ağzında duruyordu. Elleri kendi salyası yüzünden sırılsıklamdı.
Eliza, babasını bulamadığı için hafifçe sızlandı. Ağlayacak gibi sesler çıkarıyordu. Yalandan. Bu aralar sıkça yaptığı bir şeydi. Yalandan ağlayıp dikkati üzerine çekiyordu ve bu işe yarıyordu! Özellikle Maria, Jarvis ve Happy'de oldukça işe yarayan bir haraketti.
İstediği şeyi birkaç saniyede o yalandan ağlamasıyla yaptırıyordu. Şeker mi istiyordu? Hayır yiyemezdi. Fakat ağlarsa, şeker onun olurdu.
Büyük, parlak yeşil gözleri parlamaya başladığında Tony tekrar seslendi. "Gözler buraya." Diyerek iki adım attığında Eliza'nin yeşil gözleri sonunda babasına doğru kaymıştı. Hızlıca gülümseyip elini ağzından çekti ve yaklaşık on adım ötesinde olan babasına kollarını uzattı.
"Hayır, seni kucağıma almıyorum. Dün üstüme kustun, bunun ne kadar iğrenç olduğunu biliyor musun, tavşan?" Eliza, dediklerinden hiçbir şey anlamadığını belirten bir gülümseme ile yerinden kıpırdandı. Gülümsemesi yavaşça düşüp çenesi titrerken yine sızlanmıştı.
Tekrar yapıyordu!
Öylesine bundan sıkılıp bunu araştırdığında bebeğe istediğini vermemeniz yoksa buna alışacağı yazıyordu. Tony birkaç saniye düşünürken Eliza'ya doğru birkaç adım attı. Küçücük bir şeydi.
Dudaklarını ıslatıp kızı kucağına almak yerine yavaşça yanına oturup elini küçük ayağına koyup kaldırdı. Bebek ayakları gereksiz çok tatlıydı. O sırada ise Eliza'nın küçük parmakları tekrar ağzına gitmişti. "Elini ağzına koyup salyalarını akıtmaktan hoşlanıyor musun, tavşan? Ben hoşlanmıyorum. Salyalar iğrenç."
Tony, Eliza'nın yavaş yavaş insanların yüz ifadesinden bir şeyler çıkarıp ona göre tepki verdiğini anlamıştı. "Elimi kafana koysam zeki olur musun sence?" Parlak yeşil gözleri babasına döndüğünde Eliza, küçük elini uzattı. Bu bir nevi yüzüne dokunmak istiyorum demekti.
Tony, Eliza'yı dikkatli bir şekilde göğüsünde çekmeden önce masanın üzerine olan peçeteyi aldı. "Salyalı ellerinle bana dokunmayı düşünüyorsan çok yanılıyorsun, çocuk." Eliza'nın parmakları kendi yüzünde ulaşamadan Tony elini yakalayıp peçeteyle sildi.
Eliza her yerde kustuğu ve her şeyi döktüğü için evin her tarafında ıslak mendil ve peçeteler vardı. Tony o peçetelerin çoğunu Eliza'nın akan burnu veya salyaları için kullanıyordu. Lanet bir kusmuğu asla temizlemezdi.
Eliza'nın elini temizledikten sonra peçeteyle dudaklarını ve tombul yanaklarına bulaşmış salyaları sildi. Dağınık bir kızdı. Peçeteyi masaya doğru attığında Eliza, küçük ellerini önce Tony'nin yanağına sürdü ardından ise hızlıca vurdu. Eh.. bunu da her zaman yapıyordu.
Küçük kolları saçlarına yetiştiği zaman ise küçük avuçlarının içine bir tutam saçı aldığında bırakmıyordu. Bu ciddi bir konuydu! Bu bir şiddet! Kızı tarafından şiddete maruz kalıyordu!
"Aç mısın, tavşan? Olmasan iyi edersin. Yediklerinin iğrenç olduğunu söylemiş miydim?" Eliza ciddi anlamda bir şey anlamıyordu ama Tony bunu pek takmadı. Eliza hiçbir ses vermediğinde kendisiyle konuşuyormuş gibi hissediyordu. Bir kez daha Tony'nin yanağına vurduğunda ağzı açılmış ve dili dışarı çıkmıştı.
Kahverengi, kıvırcık saçları vardı. Annesinin dediğine göre kendisi gibi olan çocukların aksine diğerlerinden daha fazla saçları vardı. Tony boşta olan elini kızın kafasına koyarken Eliza diğer elini Tony'nin diğer yanağına uzattı. "Uslu ol. Anlaşıldı mı, spagetti?" Eliza ağzını daha çok açtıktan sonra gülümsediğinde Tony göz devirdi. Gülümserken dilini dışarı çıkardı. Bebeklerin dili neden bu kadar tatlı gözüküyordu?
"Hey.." diye mırıldandı. Dilini içeri soktuğunda gülümserken gözüken ağzına baktı. "Senin dişlerin mi çıkıyor, tavşan?" Diyerek elini kafasından çekip alt dudağına götürüp aşağı doğru çekti. "En azından bu elinin ağzında durmasını açıklar." Tony, elini küçük kızının poposunun altında sabitlerken kolaylıkla ayaklandı. "Havuç yemek ister misin, tavşan?" Tony gözlerini kızında dolaştırırken Eliza'nın gözlerinin yavaşça kapandığını fark etmişti.
Bingo!
Spagettinin uyuma vakti. "Oh.. demek uyuyoruz." Eliza'nın gözleri yavaşça kapanırken her zaman olduğu gibi elini ağzına götürdü. Elbette bunu yapmadan duramazdı.
Tony, Aşağı inen annesini görünce gülümsedi. "Uyuyor mu?" Diye mırıldandı Maria. Eliza'ya bakarken daha da bir mutlu oluyordu. "Yapmak üzere." Diyerek gözlerini kısarak kendisine ait olan kıza baktı. Gözleri kendisinin rengini taşımasa bile kirpikleri birebir aynıydı.
Küçük eli tişörtüne geldiğinde kumaşı sıkıca tutarak kafasını eğip gözlerini kapattı. Başını, Tony'nin göğüsüne yaslarken Tony annesine baktı ve o sırada ise diğer elini küçük kızının sırtına götürüp yavaşça okşadı.
Gözlerim kapatıp açtı ve ardından biraz önce kalktığı yere geri oturup televizyonu açtı. Sesini hızlıca kısarken kızının uyumanın yakınında bir yerlerde olduğunun farkındaydı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
TONY STARK'I BABA OLARAK YAZMAK DÜŞÜNMEK ÇOK HOŞUMA GİDİYOR!!!! SAKİN OLUN PANİK PANİK!!! Tony Stark'ı yazmak bana hiçbir zaman bu kadar zevk vermemişti. Doğruyu söylemek gerekirse onu bir baba olarak hayal etmek çok hoşuma gidiyordu ve bunu kitaba yazmak istedim. Fakat sonrasında Anladım bunu kızın yetişkin halinde devam getiremem bu yüzden başka bir kitap yazdım ve şu an bu kitaptayız. Tony Stark vana göre mükemmel bir baba fakat söylemek gerekirse şu an bizim tanıdığımız 2008-12 ve sonrası Tony Stark değil. Kitapta küçük değişiklikler olacak bunlara takılmayın çok öpüldünüz.
Ayrıca bu tam anlamıyla Tony Stark kitabı değil. Bu Eliza Stark kitabı. Tony Stark sadece yan karakter.
