31

655 81 51
                                    




Bu kitaba devam etme motivasyonum asla yoktu. Herhangi bir destek görmedikçe olmayan ilhamım gittikçe kayboluyor. Uzun zaman boyunca yazmaya çalıştım, düzelir dedim ama olmuyor. Kendimi zorlamakta beni oldukça yoruyor. Bu kitap hakkında ileride güze şeyler olcağaını düşünmüştüm ama sanırım kolay olmayacak. Biliyorum ki çoğunuz bunu okumuyor bile. Kendimi zorladıkça işlerin daha kötüye gitmesinden korkuyorum. Ama deneyeceğim sanırım. Ayrıca eğer bunu okuyan biri bile varsa teşekkür ederim. Seviliyorsunuz.. 💗

ooo

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

ooo. eliza&aaron^

‎⎊

❝ 2008 ᵕ̈

ELIZA

Bu aralar babamın uyuduğunu görmek zordu. Kendini ne kadar sıkabilirse sıkıyor, atölyesinde çalışıyordu. Bana aşağıda neler döndüğünden azıcık bahsetmişti. Üstü kapalı bir şekilde söylese bile içindeki hırsı gördüğümden sorgulamamıştım. Neler yapabileceğini en çok ben biliyorum. Bir şeyi kafasına koyduğu zaman yapar.

Ne kadar ona güvensem de açıkçası babam için endişelenmeden edemiyorum. Kendini gereğinden fazla zorluyor. Günlerce uyumayıp bir şeylerin etrafında dönüp duruyor. Karışmak istemiyorum çünkü biliyorum ki stresini başka türlü atamayacak. Onu ondan daha iyi biliyorum. Tasması tutulacak hatta tasma bağlanılacak bir adam değil. İnadı inat. Yapma dersen yapar, yap dersen yine yapar. Çünkü kafasına bir kere koymuştur. Başkasının fikirlerinden doğru düzgün etkilendiğini ya da birisi ona dur dediğinde durduğunu hiç görmedim. Çünkü durmaz.

Babam hakkında düşüncelerimi bir kenara bırakıp üzerinde çalıştığım proje ödevine odaklandım. Ödev için bazı araştırmalar yapmıştım. Doğru düzgün bir şeyler bulamasam bile bazı şeyler öğrenmiştim ve bu bana şimdilik yeterdi. Laptobu kapatıp yanıma koyduktan sonra ayağı kalktım. Yaklaşık bir saatten fazla oturduğundan bacaklarım ağrıyordu. Uyuşmasının gitmesi için ilerlerken Jarvis'in sesi salonda yankılandı.

"Bayan Stark, Bay Davis kapıda. İçeri almamı ister misiniz?" Geç kalmıştı. Daha da gelmez sanıyordum. Camdaki yansımamdan kendimi kontrol ettim. Normal gözüküyordum. "Gelsin." dedim masadaki suyu alıp hızlıca içerek.

Kafamı çevirdiğimde munzur bir gülümseme ile karşımdaydı. Bana doğru yürüyordu. Siyah çantası tek omzunda asılı, diğer eli cebindeydi. Saçları ise onu ne zaman görsem olduğu gibi dağınıktı. "Bayan Stark." diyerek güldü. aklınca kinaye yapıyordu, dangalak herif. "Bir an kapıda kalacağım sandım. İstenmiyor muyum yoksa?" gülümsemesi daha da büyüdü.

"Bana Bayan Stark deme. Ayrıca geç kaldın." Kaşları havaya kalkarak sırıttı. "Sana ne demeliyim o zaman?" Bana daha da yaklaştığında kaşında olan değişikliliği gördüm. Hala geç kalmasıyla ilgili tek bir şey söylememişti. Bu durum sinirimi bozuyor. "Eliza yeterli." gözlerim kaşında olan banttaydı, birisiyle mi kavga etmişti o? Sadece kaşı değil dudağı da patlak gibi duruyordu. "Ne oldu?" dedim elimi dudağının kenarında bulunan, kanın toplanmasıyla oluşmuş yaraya götürerek. Dokunuşumun ardından gözlerini benden kaçırarak bileğimi tuttu. "Yolda.." diye başladı lafına. Bileğimden tutup yavaşça aşağı indirdi. "Birkaç kişiyle takıştım. Çokta önemli değil, güven bana." Tekrar bir soru soracakken bileğimi okşayarak bana iyi olduğuna dair güvence vermeye çalıştı.

𝐈𝐍𝐇𝐀𝐋𝐄,    starkOnde histórias criam vida. Descubra agora