15

3.1K 282 55
                                    

Bölüm bildirimi gitmemiş????Paragraf içi yorum yapmayı unutmayın 💘

Bölüm sınırı: 130 vote 70-80 arası yorum. Öpüyorum💘

1999, 5𝐓  𝐎  𝐍  𝐘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1999, 5
𝐓 𝐎  𝐍 𝐘

Arkamda duyduğum tıkırtılar ile kafamı arkama doğru döndürdüm. Eliza, dağınık pijamaları ile karşımda duruyordu. Ona baktığımı görünce yanakları kızardı ve gözlerini kaçırdı. Pijama altını çekiştirirken onu izledim. "Buraya nasıl girdin sen?" Sahte bir kızgınlıkla sorduğumda Eliza kendini yere doğru bırakıp oturdu. Ona bin kere oturmamasını söylediğim halde bundan vazgeçmiyordu.

Saçları oldukça dağınık gözüküyordu, yeni uyandığına kalıbımı basabilirim. "Seni bulamadım." Dudaklarını büzüp konuştuğunda kaşlarım çatıldı. Her zaman en alt katta olduğumu biliyordu. Sadece aşağı bakması yeterliydi. Kafasını yere eğdiğinde derin bir iç çekip ayaklandım. "Her zaman en al kattayım, aşkım. Bunu biliyorsun." Koltuğumdan kalkıp ona doğru ilerlediğimde kafasını kaldırdı.

Ellerimi koltuk altlarına koyup onu yukarı doğru kaldırdım ve kucağıma aldım. "Neden sadece aşağı gelmedin?" Tombul yanaklarına bir öpücük kondurduğunda önüz silkti. Neden böyle davrandığını anlayamıyorum. Başını omzuma koyduğunda kaşlarımı daha da çattım. "İyi misin, tavşan?" Kafasını salladığında yanağına tekrar öpücük kondurdum. Belki de uykusu vardı.

Kafasını salladı ve ardından kafasını kaldırıp o da benim yanağıma bir öpücük kondurdu. İstemsizce gülümsedim. "Bugün Pepper ile dışarı çıktık." Evet, bunu onaylayan benim ama yine de söylediğin için teşekkürler Eliza. Koltuklara doğru ilerlerken Eliza, saçlarını geriye doğru atmaya çalıştı. Onun saçlarını bir şekilde toplamış ve o şekilde yatırmıştım fakat şu an saçları hiç toplanmış durmuyordu. Önlerine sarkan saçlarını boşta kalan elimde geriye iterken koltuğa oturmuştum.

Ellerim saçlarını buldu ve arasında kaybolmuş olan tokayı canını yakmadan saçları arasından çıkardım. "Orada bir sürü insan vardı!" Diye heyecanla konuştu. Dağınık saçlarını iki elimle geriye atarken onu dinledim. Ufacık şeylere heyecanlanmasını komik buluyorum. Heyecanlı tavrını görmek hoşuma gidiyor. Saçlarını tek elimde birleştirip yukarı doğru kaldırdım ve saçlarını biraz gevşek bir şekilde topladım. Sonrasında canı yandığına dair saatlerce birçok şey duyuyordum ve bu hiç hoş değil.

Saçlarını açsam bile susmak bilmiyordu. Pepper bu özelliğini direkt olarak benden aldığını söylemişti. Bir ara Eliza'ya Pepper'ın söylediği hiçbir şeye inanmaması gerektiğini söylemeliyim. Kızımın benden aldığı bütün genlerin mükemmel olduğuna inanıyorum. Benden aldığı tek bir kötü huyu bile yok. Almışsa Pearl'dan almıştır.

"Orada sen ve benim gibiler vardı!" Diye bağırdı ve kıkırdadı. Gülüp yüzüne baktığımda o da bana bakıyordu. Kafamı iki yana sallayıp saçlarını okşadım. "Oh hayır, tatlım. Kimse bizim gibi değil." O dediğimi tan olarak anlamayıp yüzüme baksa bile omuz silktim. Ona bir açıklama yapmayacağım. Çünkü çok üşengeçim. Ayrıca bunu yarın Pepper geldiğinde ona soracağına yemin edebilirim.

"Benim annem nerede?" Oh hayır. Güzel yüzüne bakıp iç çektiğimden kirpiklerini kırpıştırdı. Bilerek yaptığını biliyordum. Ona cevap vermem için böyle davranıyordu. Kirpiklerini kırpıştırıyor, yavru köpek bakışı yapıyordu. Bunu kimden öğrendi?

"Bunu seninle konuştuk, sevgilim." Dudaklarını büzüp ardından kollarını göğüsünde birleştirdi. Yine o bir şeyden hoşlanmadığında takındığı yüz ifadesini takınıyordu. "Bu birkaç zaman önceydi." Ne zaman olduğunu elbette bilmiyordu. Ona göre günler çok hızlı geçiyor ve farkına bile varmıyordu. Bu bir sene önceydi.

"Annenin geri dönemeyeceğini biliyorsun." Ona annesinin uzaya gittiğini söylemiştim. Bana ilk sorduğunda doğruyu söylemek gerekirse afallamıştım. Ne söyleyeceğimi bulamamıştım ve ağzımdan ilk çıkan şey annesinin bir astronot olduğu olmuştu. Bunu çok havalı bulduğunu söylemişti.

Onu görmek istediğini biliyordum. Pepper ile her dışarı çıktığında kendi yaşıtlarının annelerini görüyordu. Henüz bu durum için çok fazla üzüldüğünü sanmıyorum. Henüz bunu algılayabilmiş değildi fakat büyüyünce bunun bize sıkıntı yaratacağının gayet iyi farkındaydım.

Bana kalırsa Eliza'ya beş yıl boyunca çok iyi baktım ve Pearl'a ihtiyacım yok. Fakat aynı şey Eliza için elbette geçerli değildi. "Tamam." Diyerek kollarını sıkıca bana sardı. Kollarımı sırtında birleştirdim. Onu özlediğini düşünmüyorum. Görmediğin birini özleyemezsin.

"Seni seviyorum, baba."

Kafamı aşağı eğip yüzüne baktığında gözlerini kapatmış olduğunu gördüm. Sikeyim, kalbim tekledi. Bir elimi saçlarına doğru çıkarttım. Kollarını yavaşça gevşetip kendine çektiğinde yükünü bana verebilmesi için sırtından kendime doğru bastırdım. "Ben de kendimi seviyorum, aşkım. Şimdi uyu." Saçları arasında birkaç öpücük kondurduğunda kıkırdayıp geri çekilmeye başladı. Kıpırdanmayı kesip uyuması için onu öpmeyi bıraktım.

Onu öpmeyi bıraktığımda beni kendine doğru tekrar itti. Bu sefer kollarını bana sarmadı fakat bu sorun değildi. Pikeyi üzerine doğru çektim. Eliza'nın yanında durmasını seviyorum. "Ben de seni seviyorum."

Selam! Yeni bir kitap yayımladım. Bir göz atarsanız çok sevinirim çoook öpüyorum 💘

 Bir göz atarsanız çok sevinirim çoook öpüyorum 💘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐈𝐍𝐇𝐀𝐋𝐄,    starkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin