Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
❝ 2008 ᵕ̈ LAS VEGAS ELIZA
"İleri görüşlü, dahi, vatansever bir Amerikalı. Efsanevi silah tasarımcısı, Howard Stark'ın oğlu olarak, daha çocukluk yıllarında eşsiz ve parlak zekasıyla, tüm dikkatleri üzerine çekti. Dört yaşındayken ilk devre levhasını yaptı. Altı yaşında da, ilk motorunu. On yedi yaşında, MIT'den 'yüksek şeref listesine' girerek mezun oldu. Daha sonra bir dev aramızdan ayrıldı. Howard Stark'ın yakın dostu ve ortağı Obadiah Stane, bir efsanenin boşluğunu doldurmaya yardımcı olmak için sahneye çıktı. Ta ki müsrif çocuğumuz, 21 yaşına girip Stark Endüstrileri'nin yeni CEO'su ilan edilene dek. Krallığın anahtarlarını devralan Tony, gelişmiş otomasyon ve uydu hedefleme sistemleriyle, daha zeki silahlar yaratarak babasının mirasını devam ettirdi ve yeni bir çağ başlattı. Günümüzde silah endüstrisinin çehresini değiştiren Tony Stark Amerika'yı ve çıkarlarını dünyanın her yerinde koyup gözeterek, barışı sağladı."
Babamın ufak hayat hikayesinden sonra salonda oturan insanların alkışlaması ile birlikte alkışlamaya başladım. Yanımda olan Obadiah, gözlerini yavaşça bana çevirip beni alkışlıyor muyum diye kontrol etti. Beni oldukça fazla kez insanlar ödül alırken alkışlamam için teşvik etmeye çalışmıştı. Burada oturmak bile istemiyordum ve şimdi birilerini alkışlamak zorundaydım. Işığın sahnenin tam ortasına vurduğu yerde Rhodes ortalığa çıktı. Güzel bir takım giymiş, yüzünde gülümseme vardı. Öne doğru eğildi. Babamın, Obadiah ve benim yanımda oturmadığını görünce çıldıracak. Sorun değil, çünkü bu delicesine eğlenceli olacak. Ona kızmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
"Stark Endüstrileri ile olan bağlantım sayesinde gerçek bir vatanseverle hizmet etme ayrıcalığına kavuştum." Ne vatansever ama.. " Kendisi hem dostum, hem de akıl hocamdır. Bayanlar ve Baylar, sizlerle bu yılın "Zirvedekiler Ödülü'nün" sahibi Tony Stark'ı sunmaktan gurur duyuyorum!" Tanrım çok sinirlenecek. Salonda olan insanlar tekrar alkışlamaya başladığında Obadiah'a doğru eğildim. "Ne zaman gideceğim?" Obadiah, alkışlarken bana döndü ve eğildi. "Birazdan babanı bulursan gideceksiniz. Alkışlamaya devam et, tatlım." Dudaklarımdan bir nefes kaçtı ve hemen ardından ellerimi kaldırıp salonda olmayan babamın ödül alışını alkışlamaya başladım.
Rhodes, hemen önünde duran ödülü eline alarak etrafına bakındı. Salonda gözlerini dolaştırarak babamı arıyordu fakat gülümsemesini dudaklarından silmedi. "Tony?" Rhodes etrafına bakınırken mikrofonu doğru sordu. Obadiah'ın sesli bir şekilde nefesini dışarı verirken alkışlamasını izledim. Sonunda ellerini indirerek kafasını kaldırdı ve sabit bir yüz ile kafasını iki yana sallayarak Rhodes'a baktı. İkisinin tartıştığını görmek için sabırsızlanıyorum. Rhodes'un yüzünden bile sinirlendiği anlaşılıyordu. Dudaklarını ıslattı, gülümsemeye devam etti. Onun yerinde olsam sakin kalabileceğimi düşünmüyordum. Umarım o da sakin kalamaz.
