𝐈𝐍𝐇𝐀𝐋𝐄, stark

3

Paragraf içi yorum yapmayı unutmayın 💘

"Spagetti, dondurma tatmak ister misin?" Diye mırıldandı mutfakta olan bebek masasına oturmuş kızına bakarak. "Hayır!" Annesinin bağırışı ile Tony kaşığını dondurmaya saplayıp ağzına götürdü. Gözleri annesine döndü. Kızgın bir şekilde orada öylece duruyordu. "Ne? Bu tattan şu ana kadar mahrum kaldığı için utanmalı." Diyerek dudaklarını kapattı ve dondurmayı yuttu.

Maria göz devirip derin bir nefes alırken elam püresini yavaşça tabağa boşalttı. "Sadece 6 aylık, Tony. Ona anne sütü veya püreden başka bir şey vermeyeceksin." Tony homurdanıp üzgün bir tavırla Eliza'ya baktı. Her şeyden habersiz bebek masasında olan oyuncaklarla oynuyordu.

"Çizburger?" Diye sordu kafasını tekrar annesine çevirdiğinde. Maria şaka mı yapıyor diye düşünerek Tony'e baktığında Tony'nin önce kaşları havalandı ardından ise gözleri büyüyüp ağzı açıldı. "Çizburger püresi!" Maria başını iki yana sallayarak pürenin ekşi olup olmadığını kontrol etmek için kaşığı ağzına götürürken Tony'e konağını bakışlar atmayı ihmal etmedi. "Ne?" Diye mırıldandı, Tony annesine bakarken.

Ardından ekledi. "Çizburger yok demedin." Maria iç çekip su almak için dolaba gidince Tony dondurma kabını bırakıp Eliza'nın püresini eline aldı ve kızına ilerlemeden önce başka bir kaşık alıp sandalyeyi yanına çekti. "Önüne bırakma. Elini sokar." Tony birkaç saniye tabağa baktı. Ardından ise kaşığa.

Görmek istedi.

Kaşığı tabağın için sokarken Eliza'nın bir elini oyuncaklarından çekmişti. Eliza hızlıca ağlama moduna geçince yanlış bir şey yaptığının farkına vardı. Çenesi titreyerek ağzı açıkmış ve hızlıca hıçkırarak ağlarcasına sesler çıkarmıştı.

Tony isteyerek ve bilerek tabağı Eliza'nın önüne koyduğunda ne yapacağını izledi. Eliza'nın dikkati aniden dağılmış ve yalandan ağlamasını kesmişti. Tony, kazının küçük elini bırakarak ne yapacağını izlerken Maria'da gözlerini Tony'e çevirdi. "Tony!" Maria, Eliza'ya doğru ilerleyip önünden tabağını alacakken Eliza hızlı davranıp ıslanmış kirpiklerini haraket ettirip hızlıca elini pürenin içine sokmuştu.

Eliza birkaç saniye elini içinde tuttuktan sonra elini kaldırıp kendi eline baktı. Tony, Eliza'nın yaptıklarını gülerek izlerken Eliza'nın sevimli kahkahası büyük mutfakta yankılanmıştı. "Bırak oynasın, anne." Diyerek ayağı kalkmış ve eline dondurmasını alıp geri yerine oturmuştu. Gözleri Eliza'ya döndüğünde Eliza'nın kendi püreli parmaklarını ağzına soktuğunu görmüştü.

Diğer elini de püreye soktuğunda Maria nefesini dışarı verip başını iki yana salladı. "Eliza'yı sen yıkayacaksın." Diyerek mutfaktan çıktığında Tony kaşlarını çatarak kapıya baktı. Eliza'yı daha önce hiç yıkamamıştı. Sadece elleri silse olmaz mıydı?

Cevap ise tam şu an hayırdı.

Eliza elinde olan püreyi mükemmel bir şekilde saçlarına sürmüştü. Güzel, kıvırcık saçlarına. "Ellerini saçlarına sürmek zorunda mıydın, tavşan?" Diyerek birkaç saniye sanki ondan cevap gelecekmiş gibi bekledi fakat ardından göz devirip elini kızının çenesine götürüp baş parmağını alt dudağına koyarak aşağı çekti. Küçük dişleri gözükürken babasının elini itmeye çalışıyordu.

Eliza ağzından garip, kelimeye benzer sesler çıkarken Tony sonunda Eliza'nın eğlenmesini kesip tabağı önünden alıp masaya bıraktı. Eliza masaya dökmüş olduğu püre ile oynarken gülümsüyordu.

Tony'nin kabullenmesi gereken bazı şeyler vardı. Bebekler salaktı. Bu bebek kendi kızı olsa bile.

Hepsi salaktı.

Göz devirip ıslak mendil alıp kızının elini silmeden önce masanın ön kısmını çıkarıp masanın üzerine koydu.

Ellerini yavaşça temizlerken kızının yüküne baktı. Pislik içindeydi. "Sen pis bir kızsın." Diye mırıldandı başka bir ıslak mendil alıp yüzünü silerken. Ardından saçlarında olan püreyi yavaşça silmeye çalışmıştı. Banyo yapması şart olmuştu.

Eliza kafasını iki yana sallayıp ıslak mendilden kaçmaya çalışırken Tony bir kere daha bebeklerim salak olduğunu anladı.