bölüm 2*

842 109 89
                                    

"TAVUK GETİRİN BANA!"

"Bağırma."

"SENİN KONUŞMAYA HAKKIN BİLE YOK!"

"Ona bağırmamasını söyle."

İkisi arasında geçen tartışmaya... Anlamsızca bakarken tek kelime bile etmemiş ve Keigo'nun yanına oturmuştum.

"Kisara-chan... Benim yüzümden ne hale gelmişsin ama böyle bile çok güzelsin!"

"Uyanmasaydın keşke."

"Dabi sus artık." dedim en sonunda ona dönerek. Sonra tekrardan Keigo'ya döndüm.

"Suçlayacaksan kendini suçlama. Boş ver. Olan oldu ve sonucunda bir aradayız."

"Sahi..." dedi etrafına bakınarak. Sonra bakışları tekrardan beni buldu.

"Neredeyiz biz?"

"Yakuzaların liderinin evinde." dedim yandan gülerek. İkisi de büyük bir şaşkınlıkla önce birbirlerine sonra bana baktılar.

"Siz sormadan önce söyleyeyim, ne de olsa tüm yakuzalar yakalandı, ev tamamiyle kapatıldı. Kapıdan girmediğimiz için bizi gören de olmadı ki zaten apartman değil bir şey değil. Kimsenin bizi burada aramak aklına gelmez. O anda yapabileceğimden emin bile değildim ama aşina olduğum bir yer burası olduğunda tüm gücümü buraya harcamıştım."

"Ben bu kızın zekasına hayran kaldım."

"İşte benim kızım."

Güldüm hayretlerle söyledikleri sözlere. Gerçekten de bildiğim yerler sınırlıydı. Touya'nın evine gidemeyeceğimizden ben de burayı seçmiştim. Bu görevi bilenler de sınırlıydı zaten. Kimsenin aklına dahi gelmezdi burayı aramak.

Keigo'nun bandajlarını değiştirdikten sonra odadan ayrıldım. Arkamdan hızlıca Touya geldi tabii.

"Biliyorum sonsuza dek burada kalamayız." dedim ona bakmadan. Bir şey demeden karşıma geçti.

"Bu yaptığın doğru değil." dediğinde yandan gülmeye başladım.

"Yaptıklarımın hangisi doğru da... Sen buna mı takılıyorsun?"

"O da doğru." dedi omuzlarını silkerek. Sonra bir odaya gitti. Ben de hızlıca Keigo'nun odasına geri girdim.

"Okula geri dönemem." dedim Keigo'ya bakarak.

"Bunu diyeceğini gözümü açar açmaz tahmin etmiştim. Biliyor musun..? Ben de kahramanlığa dönemem. Yani kahramanlığı bırakmak istemiyorum ama... Bu şekilde zaten ayak bağı olmaktan başka işe yaramam." dedi kendine bakarak.

"Seni getirmemem gerekiyordu ama... Bırakmak istemedim. Özür dilerim seni de bu duruma sürüklediğim için." dedim başımı öne eğerek. Yavaşça elini yanağımda hissetmemle bakışlarım ona yöneldi. Buruk da olsa... Tebessüm ediyordu.

"Ben başından kendimi bu duruma sürükledim. Özür dilemene gerek yok sonuçlarına çoktan razıydım ben zaten."

Tebessüm eden ben olmuştum şimdi. Birbirimize öylece bakarken kapı açılmıştı ve elinde bir tepsi, tepsinin üzerinde de tavuklarla Touya girmişti. Bizi o şekilde görünce dümdüz bir şekilde bakmıştı.

"Afiyet olsun, bana." dedi ve tepsiyi aldığı gibi odadan geri çıktı. Keigo şoklarla arkasından bakarken tek yapabildiği şeyi yapmıştı ve bağırmıştı.

"GÖZÜMÜN ÖNÜNDE TAVUK YİYEMEZSİN ONU BANA GERİ VER!"

Geri geldi tepsiyle beraber. Daha sonra içinden bir tavuk aldı ve Keigo'nun gözünün içine baka baka... Yedi.

Until The End (Bird Set Free 2) (BNHA Fanfic)Where stories live. Discover now