bölüm 13*

556 76 27
                                    

Eve yorgun argın bir şekilde döndüğümüzde hepimiz kendimizi odalarımıza atmıştık. Üzerimi değiştirip pijamalarımı giydiğim esnada Touya'nın odaya dalmasıyla kendimi bir tarafa atmıştım, alt kısmını giymiştim ama üst... İç çamaşırımlaydım sadece.

"Kapı... O kapı niye var? O kapı niye kapalı? Paldır küldür giresin diye mi içeri?" Dedim yüzüstü bir şekilde yatakta dururken.

"Sanki daha önce hiç görmedik." Dedi bıkkın bir şekilde.

Hayır efendim, haksızsınız, H a k s ı z.

"Ne oldu?" dedim doğrulup üzerimi giydiğim esnada. Gözlerini benden çekmeden yaklaştı ve yatağıma oturdu.

"O çocuktan hoşlanmadım."

Bir sor... Şaşırdım mı diye?

"Ulrich'den mi bahsediyorsun?" diye sordum ondan bahsettiğini bildiğim halde.

"Bilmiyormuş gibi konuşma."

Adamın her cümlesi olay ya.

İç sesim bugün çok... Konuşkan.

"Neden hoşlanmadın? Ne yaptı acaba sana?" dedim kollarımı birbirine kenetleyerek.

"Fazla yakın davranıyor, hoşlanmadım işte." dediğinde kaşlarım havalandı.

"Kıskanıyor olamazsın."

"Kıskanmak değil bu. Bana güven. Hoşlanmadım diyorsam-"

"Bildiğin bir şey varsa açık olabilirsin." dediğimde derin bir nefes aldı.

"Bunu dediğime inanamıyorum ama... İç güdüsel." demesiyle güldüm.

"Tamam kıskanmakmış." dedim gülmeme devam ederek. Ama o gülmüyor, tüm ciddiyetiyle bana bakmayı sürdürüyordu. Yavaşça gidip yanına oturdum ve koluna yaslandım, sonra kedi gibi sürünmeye başladım koluna.

"Sevilmek mi istiyorsun sen?" dedi saçımdan bir tutamı tutarak. Dudaklarımı büzdüm yavaşça.

"Sadece uyumak istiyorum aslında, çok yoruldum." dedim başka bir yöne bakarak. Çenemden tutarak ona bakmamı sağladı.

"Yorgunluğu alabilirim." dedi mırıldanarak. Gözlerimi kıstım.

"Daha fazla yorarak mı?"

Çarpık bir şekilde gülümseyen taraf ben olurken o da sırıtmaya başlamıştı.

"Sen kazandın ufaklık." dedi sırıtmasına devam ederek.

Teşekkürler Tanrım, çünkü gözümü açık tutacak halde değilim.

Odamdan çıkmasını beklerken birden yatağımın üzerindeki pikeyi kaldırdı ve içine girdi. Şaşkınlıkla hareketine bakarken o da şaşkınlıkla bakan bana düz bir ifade ile bakmıştı.

"Bak bu çok sık görülmez, o yüzden kararımdan vazgeçmeden önce gel ve yanıma yat."

Dediğini ikiletmeden yanına sokuldum, yine bir kedi edasıyla. Gözlerimi kapatacağım esnada ağzımı şapırdattım, isteğimin dışında.

"Ne oldu?" diye mırıldandı. Ona baktığımda gözlerinin çoktan kapattığını görmüştüm.

"Bu kedi acıktı." dedim mırıldanarak. Gözlerini araladı ve beni süzdü.

"İstersen seni doyurabilirim?" dediğinde istediğim soruyu duyduğum için içten içe kahkaha atmıştım.

"Evet, lütfen bana bir sandviç hazırla. Maydanozsuz olursa çok iyi olur."

Until The End (Bird Set Free 2) (BNHA Fanfic)Where stories live. Discover now