bölüm 26*

481 71 22
                                    

"Herkesin yapmak istediği şeyi yapsam ne olur? Şöyle boğazını sıkıp nefesini kessem?" Dedim kulağına fısıldayarak. Gözlerini araladı ve bir süre masmavi gözleriyle gözlerime baktı.

"Nefesimi kesmen için boğazımı sıkmana gerek yok."

Yutkundum cümlesine. Yüzüm nasıl bir hal almıştı bilemiyordum ama yandan gülmeye başlaması kaybettiğimin göstergesiydi.

"Buongiorn- Tanrı beni kutsasın kutsal su lütfen Holy water!"

"Senin bir kız arkadaşın olsa ulu orta yerde yiyişirsin, bilmiyoruz sanki tepkilere bak." Dedi Touya olduğu yerden doğrularak.

"BİR KERE..! İSTEDİĞİM TEPKİYİ DE VERİRİM ULU ORTA YERDE DE YİYİŞİRİM AAAA!"

"Eee derdin ne o zaman?" Dedi Touya bıkkın bir şekilde.

"Sormanızı bekliyordum çok şükür." dedi ve gelip yatağın ortasına oturdu. Touya bana 'Biz nerede hata yaptık?' dercesine bir bakış attı. Omuzlarımı silkmekle yetindim.

Bakışlarla çok güzel konuşuyoruz bu arada, Keigo ile de bunu yapıyoruz, hatta o Touya'ya ek olarak kaş göz de ekliyor ve daha anlaşılır hale geliyor bu konuşma.

"Yine ne oldu, kim üzdü benim kırmızı kanatlı tavuğumu..?" dedim çenemi ellerimin arasına alarak. Dudaklarını büzdü.

"Şu an bir yükseldim ama üzüntüm daha ağır. Japonya'nın haberlerine baktım, arkamdan sallayan sallayana, söven sövene, giren girene..." 

"Niye ciddiye alıyorsun?" Dedi Touya bütün ciddiyetiyle. 

İronik. Ehe.

"Neticesinde iyi bir kahramanım, kahramandım."

"Hala iyi bir kahramansın Keigo." dediğimde başını iki yana salladı. 

"Kafam karıştı." 

Touya birden yataktan kalktı ve bizim karşımızda duracak şekilde dikilmeye başladı.

"Bu zaten kafanı karıştırmak için yapılmış bir hareket. Yanlış yaptığını düşünüyor musun burada olmakla?" 

"Hayır." Dedi Keigo Touya'nın sorusuna tereddüt etmeden.

"Güzel. S*ktiğimin haberlerini de bir tarafına takma o zaman." dedi ve sağ tarafımızda kalan duvara yaslandı. Keigo'yu dürtükledim.

"Herkesin düşüncesine göre hareket etme minik kuş, hayatın senin ve dilediğin gibi yaşamak senin hakkın. Bu cümleyi sen kurmuştun bana zamanında, hatırladın mı?" dediğimde beni yavaş bir kafa hareketiyle onayladı.

"Hatırladığına göre sırada kendinde uygulama vakti." dedim ve omzuna vurup ayağa kalktım. Daha sonra duvara yaslanmış kısık gözlerle bana bakan Touya'ya umursamaz bir bakış attım ve odadan çıktım.

Salona gittiğimde Shoto'nun kitap okuduğunu, Isabella'nın Katsuki ile oyun oynadığını görmüştüm. El kızartmaca oynuyorlardı ve bu işin sonu cidden iyi bitmeyecek gibiydi.

"Sen beni mi kontrol ediyorsun kazanmak için lanet kadın?!"

"Ben beceriksizim demiyorsun da!" 

Mükemmel ilişkilerine göz gezdirdikten sonra mutfağa gittim ve bir bardak su ile geri döndüm.

"Oyununuz bittiğinde haber verin işimize dönelim." dedim suyumu yudumlamadan önce. 

"Şu an bitti." Dedi Isabella Katsuki'nin bana bakmasından faydalanıp ona bir tane patlattığında. Suyu püskürtmemek için zor durdum.

Until The End (Bird Set Free 2) (BNHA Fanfic)Where stories live. Discover now