bölüm 40*

262 33 32
                                    

Boş kaldığım her vakitte Kugisaki, Maki, Panda, Megumi ve Inumaki ile beraber tam anlamıyla "ders" çalıştım. Lanet kavramının her bir noktasını içime işlemişlerdi geçen kısa sürede. Ben de olanları, öğrendiklerimi anlatmak için bizimkileri görüntülü aramıştım ama aradaki saat farkını... Unutmuştum.

"Beni... Tavuklu rüyamdan uyandırdın Kisara... Bana 5 kilo tavuk borçlusun..." 

"Özür dilerim Keigo... Ama hem sizi merak ettim hem de öğrendiklerimi anlatmak için aradım."

"Bizi özlemedin yani sadece merak ve öğrenilenleri aktarma..." Isabella'nın cümlesiyle gülümsemiştim. Touya'ya baktığımda onun uykulu olmadığını görmüştüm.

"Sana gün çoktan doğmuş herhalde." dedim Touya'ya bakarak. Esneyen Keigo cümleme beni şaşırtmaya yetecek bir cevap verdi, esnemesine rağmen.

"Sen gittiğinden beri onun günleri doğmuyor."

"Haklı." Dedi Touya.

"Uyumuyor pek, uyusa bile senin odanda uyuyor haberin olsun." Isabella'dan gelen cevap da beni şaşırtmaya yetmişti.

"Çocuklar beni şaşkına uğratıyorsunuz cümlelerinizle."

"Umarım sen de bizi şaşırtacak şekilde dönmezsin buraya, ne bileyim çoluk çocukla falan belli mi olur?"

"Keigo eğer çeneni kapalı tutmazsan çoluk çocuk sahibi sen olacaksın birazdan." Touya'nın sert çıkan cümlesi, cümlenin ürperticiliği kilometrelerce uzakta olan bana bile işlemişti.

"Ben uyumaya gidiyorum ya özet geçersiniz." Keigo kadrajdan çıktı, Isabella ve Touya senkronize bir şekilde gözlerini devirdi.

"Özet geçeceğim tek şey 'dinleseydin.' cümlesi olacak." dedi Isabella. Bunun üzerine Touya sırıttı. Ama bu iki saniye kadar sürdü çünkü bakışları ciddi bir hal aldı ve anında bana odaklandı.

"Sen iyi görünmüyorsun."

Nasıl olabilirim ki iyi..?

Olanları özet geçerek anlattığımda onlar da bir tepki verememişlerdi. Ne gibi bir tepki verilirdi ki yani..?

"Çocuklar... Farklı yöntemler derken işler beklediğimden de farklı şekilde çıktı. Bu lanetlerin doğası farklı. Ve yüksek ihtimalle Ulrich'de bir lanet kullanıcısı."

"Bu mümkün olabilir mi?" Isabella'nın sorusuyla başımı aşağı yukarı salladım. 

"Keigo ve Touya'yı zamanında birbirine düşürmüştü, aralarındaki uyumu bozduğunu düşünüyorduk, neticesinde kendisini uyum gardiyanı olarak belirtmişti ama lanetler olumsuz duygular ile ortaya çıkan güçler. Dakota ile de iletişime geçebildiğime göre... Kesinlikle lanet kullanıcısı. O yüzden de kendi yöntemlerimizle yenemedik onu."

"Şunu biz gündüz gözünde olduğumuzda anlatsaydın keşke..."

"Ben açıklarım sana anladım durumu. Peki lanet kullanıcısı diyelim, nasıl durduracağız?"

"Ejderha gücüyle. Çünkü... Meğersem o da bir lanetmiş. Yani ailem zamanında bana 'lanetli' demekle haklıymış." dedim omuzlarımı silkerek. Isabella'nın gözleri aniden irileşti.

"Ne demek lanetmiş?! Bildiğimiz doğrular meğersem yanlışlar mıymış?!"

"Evet Isabella, güçlerimiz hakkında bildiğimiz çoğu şey... Meğersem bilmediklerimizden ibaretmiş. Ulrich ile karşılaştığımız bir gün... Beni yolda tuhaf bir hale büründürmüştü hatırlarsanız... Muhtemelen lanetinden dolayı öyle olmuştu."

Until The End (Bird Set Free 2) (BNHA Fanfic)Where stories live. Discover now