bölüm 12*

575 80 56
                                    

Sahneye çıkmadan önce, yaklaşık 1 saat kadar önce mekanda prova yapıyorduk. Keigo her zamanki enerjikliği ile etrafa pozitiflik saçarken Touya da... Touya işte.

"Biraz mola verelim." dediğimde beni onayladılar. Ben de içecek bir şeyler almak için sahneden atladığımda tanıdık bir sima görmemle yüzümdeki ifade değişti.

"Ulrich!" dediğimde bakışları beni buldu. Gülümsedi ve bana doğru yaklaşmaya başladı.

"Merhaba..." Çekingen ifadesi ile bana bakarken ben de ona selam vermiştim.

"Erkencisin." dediğimde gülümsemişti.

"Erken gelmek istedi canım iyi ki de gelmişim, prova mı yapıyordunuz?" dedi sahneye bakarak.

"Evet ama mola vermiştik." dediğimde başını iki yana salladı. İçecek bir şeyler almaya gideceğimi dediğimde sakıncası yoksa benimle gelmek istediğini söyledi. Zaten şuradan şuraya gidiyorduk ama yani elbette ki bir sakıncası yoktu.

"Arkadaşların anladığım kadarıyla İtalyan değiller, aslında Hawks sarışınlıktan dolayı biraz anımsatıyor ama şu çocuk... Tanrım... Makyajı çok gerçekçi..."

Çünkü makyaj değil...

"Evet, değiller. Dabi'nin korkunç göründüğüne bakma..."

Korkunç göründüğüne bakma çünkü çok daha korkunç.

"Göründüğünden daha da mı korkunç?"

Kurduğu cümle içtiğim içeceğin boğazıma kaçmasına sebep olmuştu. Öksüre öksüre kendime gelmeye çalışırken karşımdaki çocuk gülümsemişti, gergin bir gülümseme.

"Kurduğun cümleden anladım, ses tonundan yani. Ama buna rağmen büyük bir uyum içerisindesiniz."

Uyum içerisinde, biz? Bu dışarı öyle mi yansıyordu?

"İyi misin?" Touya anında dibimizde bitiverirken Ulrich de tüm dikkatiyle Touya'ya bakıyordu.

"İyiyim, bir anlık boşluğuma geldi..." dediğimde Touya Ulrich'i süzdü.

"Ne olmuş olabilir acaba bu kadar öldüğüne göre..." dedi bakışlarını Ulrich den çekmeden. 

"Aman önemli değil, bu arada bu Ulrich, sahnemizi çok beğenmiş." dedim, daha sonra Ulrich'e İtalyanca çeviri yaptım. Touya süzdükten sonra Ulrich'i biraz daha... Gitti.

"J-Japonlar demek..." dedi Ulrich büyük bir hayranlıkla Touya'nın arkasından bakarken. Onun bu davranışına karşılık hayranlıkla bakması...

"Maalesef..." dedim Touya'nın arkasından bakarken.

"Biliyor musun..? Böyle şeyleri çok ilginç bulurum. Aksanından ve rahat takılmandan İtalyan olduğunu anlayabiliyorum. Nasıl oldu da bu üç birbirinden farklı insan bir araya geldi de iş yapma kararı aldı... Gerçekten çok ilgi çekici."

Hak vermiştim aslında ona. Ben de böyle şeyleri ilginç bulurdum. Hele bizim işin aslına bir girse... Neler vardı daha neler... Birisi iki numaralı kahramanken birisi baş kötülerden biriydi. Diğerinin güç işleyiş zımbırtısı genellemeden farklıydı, yok, yasak aşk vardı cart curt.

"Daldın..." Ulrich'in cümlesiyle bakışlarım ona yönelmişti.

"Tanışma merasimlerimizi düşünüyordum onlar ile. Dediğin kadar, düşündüğün kadar da ilginç hikayemiz. Bir kere hepimiz bambaşka karakterlere sahibiz." dediğimde güldü.

"Böylesi her zaman daha iyidir, daha uyumlu olursunuz her ne kadar kavga etseniz bile."

*****

Until The End (Bird Set Free 2) (BNHA Fanfic)Where stories live. Discover now