bölüm 41*

229 30 45
                                    

Diğer okulun gelmesine ve bu Tokyo-Kyoto olayının başlamasına bir gün kalmıştı. Olaya bir gün kala da günlerden sonra Gojo yanımıza gelmişti. Klasik öğretmen-öğrenci sohbetlerinden sonra boş yakaladığım bir vakit yanına gitmiştim. Gülümseyerek bana bakmıştı bir süre.

"Uygunsanız bir şey konuşmak istiyorum sizinle."

"Elbette, lütfen, dinliyorum." dedi oldukça sevecen bir şekilde. 

"Megumi nasıl bir çocukluk dönemi geçirdi?" 

"BİLİYORDUM!" Bir anda ayağa fırlamış ve hareketiyle beni de korkutmayı başarmıştı. 

"Sensei, erkek arkadaşım var benim."

"BİLİYORUM! BIRAK İKİ DAKİKA HEYECANIMI YAŞAYAYIM!"

Bir şey demedim ve kendi senaryolarını bir müddet yaşamasına izin verdim. Yaşadıktan sonra da normal haline döndü ve bu sefer de beni süzmeye başladı.

"Neden sordun Kisara-chan?" Ses tonu 'bu senin ne haddine?'  dercesine değildi elbette. Merakı fazlasıyla da belli oluyordu tavırlarından. 

"Bazen anlamlandırmak zor oluyor hareketlerini, özellikle son zamanlarda dalıp gitmeleri inanılmaz dikkatimi çekmeye başladı."

"E sen iyice öğretmen kesilmişsin öğrencilerimin başına. Bırak İtalya'yı gel beraber çocuklarımızı büyütelim!"

"Çocuklarınız dediğiniz çocuklarınızın yaşındayım." dedim gülerek. 

"Kendini onlarla bir kefeye koyma, vallahi koyarım seni de onların arasına katılırsın yarınki yarışmaya görürsün." 

"Aman benden uzak kalsın." dedim ellerimi iki yana kaldırarak. Güldü ve yanına oturmam için eliyle işaret etti. Yavaşça gittim ve gösterdiği yere oturdum. Yönünü bana çevirdi.

"Megumi-kun da en az senin kadar hoş olmayan şeyler yaşayarak büyüdü. Durgun hali onun karakteristik özelliği olsa da tabii ki arada dalıp gitmeleri karakteristik özelliğinden değil. Hepimizin... Öyle dönemleri vardır, bilirsin işte."

Cümlelerinin sonuna doğru sesi git gide alçalmıştı. Anlaşılan dalıp gitme sırası şimdi de ondaydı.

Konuyu değiştirmek istemiştim, o demese bile ben kendi kendime 'bu senin haddine değil.'

demiştim çünkü değildi. Gojo'nun da saniyesinde buharlı düşünceleri uçuşmuş ve konunun derinliklerine girerek konuşmaya başlamıştı.

O anda kanaat getirmiştim, güçlü karakterler bu evrelere gelebilmek için illa hayatlarının boktan bir şekilde ilerlemesi gerekiyor. Bu da güçlü karakterlerin... Kaçınılmaz sınavı.

----

Bahçede bütün öğrenciler oturmuş, kendi aralarında ufak çaplı bir oyun oynuyorlardı. Daha doğrusu Fushiguro dışında herkes oynuyordu, Inumaki bile. Fushiguro onları izliyordu sadece.

"Hey biz de size katılabilir miyiz?!"

Gojo ve Kisara görüş alanlarına girmişlerdi, zaten girmeseler bile Gojo'nun sesi uzaklardan fark edilmeye yetiyordu. Öğrencilerin onayıyla onlar da oynadıkları oyuna dahil olmuşlardı.

"Doğru hedefi vuran kazanır! Yani ben!" dedi Kugisaki eline yayı aldığı esnada. Ok ile hedefleri vurmaya çalışıyorlardı. Her bir hedefte de farklı zarflar bulunuyordu, zarfların içinde de farklı farklı ödüller. Kugisaki bir yeri nişan aldı, herkes zarf olduğunu düşünürken o bir anda Gojo'yu vurdu. Gojo yüksek sesle zıplarken herkes gülmekle meşguldü.

Until The End (Bird Set Free 2) (BNHA Fanfic)Where stories live. Discover now