KESİTLER!

2.7K 234 29
                                    

Burayı kalplerle dolduralım bakalım💜🌼💙❤️🦋✨

"Şehzade..." ağlamam yüzünden sesim çatallı çıksa da hızla cevapladı.

"Gök yüzüm?" Kesik kesik nefesler aldım.

"Defol!" Bağırmamın ardından şaşırmış olmalı ki bir süre ses gelmedi. "Kapıyı aç," o kadar sakin söylemişti ki; bu bile sinirlerime dokunmuştu.

"Defol diyorum, defol!"

"Aç şu siktiğimin kapısını!"

"Denesene,"

"Aç kapıyı!"

Öyle bir bağırmıştı ki, yanımda ki lavaboya yükseldim, üstünde ki sıvı sabun şişesini aldım ve hızla kapıya fırlattım. Şişe kırılıp, camlar etrafa saçılırken korkuyla irkildim ve elimi ağzıma atarak çığlığımı geri ittim.

"Tamam sakin ol, kapıya da yaklaşma artık. Sen iyi misin?" Alt dudağımı ısırırken şaşkınlıkla yerde ki camlara baktım.

Kendine gel Alin!

💃💃💃

Anlıma uzunca bir öpücük kondururken solumda yine bir sızı hissettim. Nasıl hem bu kadar yakın, ilgili davranıp, hemde bir şey hissetmeden durabiliyordu.

"Beni asla sevmeyecek misin?" sesim dümdüz çıkmıştı. Sanki çok sıradan bir şeyden bahsedermiş gibi sormuştum.

Dudaklarını anlımdan ayırdı. Bakışlarımı gözlerine kaldırdım. Gözleri kapalıydı.

"Neden bazı şeyleri anlamıyorsun, hissetmek istemiyorsun?" Sorusuyla alayla kaşlarımı kaldırdım.

"Ben senin anlattığın her şeyi anlıyorum, evleneceğiz ve bu aşk evliliği olmayacak. Gösterimizi yapacağız sonra da ayrılacağız." Ellerimi ikimizin ortasında göğüs hizasına kaldırdım ve birbirine çarparken konuşmama devam ettim. "Ve her şey bitecek." Omuzunda ki elini indirdi ve ortamızda ki ellerimi tuttu.

"Hiçbir şey bitmeyecek, Alin. Sen gökyüzünün olmadığı bir yeryüzü düşünebiliyor musun?"

Tamam, ağzı gerçekten iyi laf yapıyor olabilirdi ama. Söyleyecek bir şey bulamazken ellerimi yutkunarak elleri arasından çektim.

"Alin, sana yemin ederim ki daha önce kimseye sana baktığım gibi baktığımı hatırlamıyorum. Kimseyle iki dakikadan fazla sohbet etmeye bile tahammülüm yokken seninle bir ömür sohbet etmek, seni her daim dinlemek istiyorum." Boğazımı temizledim.

"Anladım." Sanırım ben beni sevdiğini söylemesini bunca zaman beklerken sürekli o iki kelimeden kaçmasını anlamıştım.

Ellerini yüzüne kapatarak derin bir nefes aldı.

"Benden o aptal kelimeyi duymayı beklemeyi bırakmalısın." Elleri yüzünden buğulu çıkmıştı. Güldüm.

"Sırf sana seni sevdiğimi söyledim diye o aptal kelimeyi senden de duymayı beklediğimi sanıyorsan, yanılıyorsun." Aptal kelimesini söylerken vurgu yapmıştım. Ellerini yüzünden çekmiş, kaşlarını kaldırmış bir şekilde beni dinliyordu.

"Evleneceğimiz için istemiştim ama sanırım bazı şeyleri artık istemiyorum." Onu orada öylece bırakıp arkamı döndüm ve bizi bekleyen arabaya doğru yürüdüm.

💃💃💃

Ellerimi yanaklarına koyarkan gülümseyerek yaklaştım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Elini belime sararak üst dudağımı ağzının içine çekti. Sol elimi ensesine sararak daha da yakın olmak istedim. Karşılık olarak dilini ağzımın içine itmeye çalışmasını inleyerek kabul ettim. Belimde ki elleri biraz daha aşağılara inerken saçını çektim.

Bedenim birden havalanırken tezgahın üstüne oturtarak iki bacağımı da okşayarak dizlerimi tutarak durdu ve bacaklarımı açarak bedenini açılan boşluğa yerleştirdi.

Nefessiz kaldığımı hissederken omzunu sıktım. Nefes almam için dudaklarını dudaklarımdan ayırırken geri çekilmemişti. Göğsüm hızla inip kalkarken onun göğsüne çarpıyordu. Eli çıplak bacağımda hareket ederken yanağında olan elimi hareketlendirdim ve yanağını okşadım.

Belki kesitlerimiz karışık yerlerden gelmiş olabilir. Belki de bu kesitlerden hiçbir şey de anlamayacaksınız ama daha da bekletmeden atmak istedim.

Ayrıca sınırı kaldırırsam daha çabuk bölümün geleceğini söyleyenler olmuş ama hayır olmaz. Çünkü o zaman iş tamamen bana kaldığı için istediğim her zaman ya da istediğim uzunukta bir bölüm atabilirim.

Ben 26. Bölümü yazmayı bitirdim hatta ve hatta 27'ye bile başladım ❤️

Bu arada bilginiz olsun upuzun bir bölüm bekliyor sizi. Tam tamına 7 bin kelimeyi dahi aşmış bir bölüm!

AŞK-I BEKÂ EFSUNKAR (+18) Devam ediyor...Where stories live. Discover now