26- İNCE ÇİZGİ ÜZERİNDE Kİ İLİŞKİ!
Sınır 300 vote 300 yorum... Daha fazlasını hak ediyor ama😌
Herkes burayı kalplerle doldursun bakalım ne kadar özlenmişizzzz ❤️
Okumaya başladığınız saat buraya 👈
İyi okumalarrrr
Gözlerimi yeni bir güne açarken direkt başımı sağa çevirdim ama iki gündür olduğu gibi yine boştu ve Şehzade yine yoktu.
Dirseklerimin üstünde hafifçe doğrulup kafamı balkona doğru çevirdiğimde yine balkonda olduğunu gördüm.
"Of..." Başımı yastığa geri düşürürken içimden gelen ağlama isteğini bastırmak istedim.
Burano adasında her ne kadar önce moralimi düşürmek istemesem de içten içe üzülmüştüm. Şehzade ise o kadar kibar davranmıştı ki; yine gönlümü almıştı.
Oranın balık restoranları meşhur olduğu için güzelce bir yemek yiyip o geceyi orada geçirmiştik. Ardımızda kalan iki günde ise istediğim gibi bana Milano'yu gezdirmişti.
Orada ki gezimizin sonlarına doğru yine küçük bir tartışma yaşarken hevesimiz kaçmış ve direkt bir otele geçip uyumuştuk. Sonra ki gün ise harika bir rol ile sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıp yine Milano'yu gezmeye devam etmiştik.
Her geçtiğimiz yerden elimi neye atarsam alıyordu. Ardından ise kendi otelimize geçmiştik.
Bu geçen günlerin her sabahına Şehzade yatakta olmuyordu ve sürekli telefonu ile oynuyordu. Sürekli birileri ile konuştuğunu duyuyordum ama iş diyip erteliyordu.
Yataktan çıkarken üstüme sabahlığımı geçirmeden yavaşça balkona yürüdüm. Ses çıkarmamak için her zaman ki gibi terliğimi yine giymemiştim.
Balkonun kapısı kapalıydı. Gözlerimi devirdim. İçten içe içimi kemirip, aklıma girmeye çalışan düşünceler vardı. Her ne kadar uçakta söylediği sözleri kendime hatırlatıp, aklımı telkinlemeye çalışsam da; kalbimde ki ağırlık buna müsaade etmiyordu.
Kapı kolunu indirdiğim gibi başı hızla bana döndü. Kaşları kalkarken karşı tarafa bir şeyler söyleyerek telefonu kapattı ve ayaklandı.
Hızlıca kapıyı açıp balkona çıkmak için adımımı atmıştım ki serçe parmağımı kapının köşesine çarpmam ile acıyla inledim.
"Alin?" Parmağıma bakarken kızardığını gördüm. Zaten ağlama isteğimi zar zor bastırırken bu acıyla da kapının ucuna oturup gözümden akan yaşların çoğalmasını sağladım.
Şehzade büyük iki adımı ile yanıma gelirken kollarımı bacaklarıma sardım ve anlımı koluma yasladım.
"Güzelim, canın o kadar çok mu yandı?" Elini omuzumda hissederken omuzumu silktim ve elinin düşmesini sağladım.
Elini bacaklarımın arasından geçirerek çenemi tuttu ve başımı kaldırdı. Gözlerini gözlerime sabitlerken gözlerinde ki korku ve merak hissedilir derecedeydi.
Diğer elini ayağımda hissederken gözyaşlarım gözlerine bakarak hızlanırken beni aldatıyor düşüncesi ile kollarımı bacaklarımın etrafından açtım ve onu iterek ayaklandım. Yatağın etrafından geçip banyoya girdikten sonra kapıyı sertçe kapattım.
Hemen ardımdan kapıya vurup seslenirken oturdum ve duvara yaslanarak ağlamaya devam ettim.
"Alin, neyin var? Açar mısın kapıyı?" Görmeyeceği halde başımı iki yana salladım ve burnumu çektim.
YOU ARE READING
AŞK-I BEKÂ EFSUNKAR (+18) Devam ediyor...
Romance"Bak, ben eskiden böyle bir adam değildim. Duygularımı hissettirmem gereken hiçbir kadın olmadı daha önce hayatımda." Kafamı kaldırdım, mavilerimi mavilerine sabitledim. "Şimdi ben varım ama, sevgini hissetmeye muhtacım. Neden beni görmek istemiyo...
