1.BÖLÜM

90.6K 3.4K 1.7K
                                    

Gözlerimi açtığımda gözümün önündeki ışık, göz kapaklarımın açılmasını zorlaştırıyordu.

Kafamı yavaşça kaldırdım ve kolumun üstünde duran seruma çevirdim bakışlarımı.

Ben Ceylan, kirpikleri göz kapaklarına ağır gelecek kadar uzun olan kız.

Ben Ceylan, 16 seneden beri öz sandığı ailesinden şiddet gören kız.

Ben Ceylan, mavi gri gözleri geceye karışan kız.

Ben Ceylan, kısa, kıvırcık ,simsiyah saçları olan kız.

Ve ben Ceylan yıldızlarını kaybetmiş zavallı ve yalnız kız...

"Kızım!" diye yaklaştı yanıma Sena Hanım. Gözyaşları tek tek düşüyordu yanaklarından.

"Hadi evimize gidelim hayatım. Ceylan iyisin değil mi kızım?
Yorgunluktan bayıldın.Çıkarız şimdi" deyip beni kucağına almaya yeltendi, Sena hanımın eşi Behram Bey.

Hemen geri çektim kendimi.

"Ben yürürüm sağolun."

"Olmaz öyle şey kızım yorgunsundur sen. Zaten arabaya gidene kadar taşıyacağım seni."

Deyip, kucağına almıştı beni Behram Bey.

"Şey sağolun."

Daha sonra arabaya binip yola çıkmıştık. Arabada konuşan olmamıştı. Bir süre sonra oldukça büyük bir evin önünde durmuştuk.
Pek şaşırmamıştım şahsen. Arabaları oldukça lükstü, ve buram buram para kokuyordu.
Arabadan indikten sonra Behram Bey beni yine kucağına almıştı.Bu sefer bir şey dememiştim.

Hizmetlilerden biri kapıyı açtıktan sonra içeriye girmiştik.

Sena Hanım içeriye doğru seslendi.

"Oğlum gel hadi, ablan geldi."

Daha sonra Sena Hanım;

"Kızım geç otur hadi, her şeyi anlatacağız sana."

Ben oturduktan sonra onlarda oturmuştu.

Behram Bey;

"Kafanı fazla bunaltmak istemiyorum, ilk günden kızım. Küçümsenmeyecek bir karışıklık olmuş, hastanede. Bunca yıl ayrı kaldık bu sebep yüzünden. O kızın aileden hiç kimse ile benzemeyişini farkedince ben dayanamayıp DNA testi yaptırdım. Daha sonra seni aramaya başladık. Seni aramaya başlayalı 2 hafta oluyor. Ve şimdi seni bulmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnşallah bu ayrı geçirdiğimiz günleri telafi edeceğiz."

Derin bir nefes aldı ve elini yanda duran sürahiye uzattı. Yanında ki bardağı eline alarak içine su doldurdu ve içmeye başladı. Daha sonra kafasını bana çevirerek konuşmaya devam etti.

"Senden önce 6 oğlumuz oldu. Bu garip gelebilir fakat biz de 9 kardeştik zaten. Ben asla ayrımcılık yapmazdım ama hep bir kızım olsun da istedim bunca zaman.  Ağabeylerin ile gelince tanışırsınız. Altı tane ağabeyin var. Bir tane de erkek kardeşin. Senden bir yaş küçük. Adı Ege."

Aşağıya tahminimce, Ege denilen çocuğun gelmesiyle Sena Hanım ve Behram Bey başını oraya çevirdi.

"İşte Ege'de geldi" dedi Sena Hanım.

Çocuğun beni iğrenircesine süzmesi ile kaşlarımı çattım.

"Bak kızım" diyerek, sözüne devam etti. Behram Bey

"O kız, yani Aslı, ağabeylerinle sürekli kavga ederdi. Ben de o üzülmesin diye haksız olduğu halde onun yanında oldum. Bu yüzden abilerinle büyük bir kavga ettik. Onlarda annen ile konuşmaya devam ettiler fakat benimle ne yazık ki hâlâ konuşmuyorlar."

"Hah!" diye mırıldandı Ege.

"Ben de gidecektim de sözde yaşım küçükmüş en azından bir şeylerin farkındasın artık baba!"

Behram Bey ona üzgün bir bakış atıp konuşmaya devam etti.

"Abilerin bir kaç gün sonra gelecekler. Neyse kızım. Ege sana odanı göstersin."

Demesiyle Ege denilen çocuğun yanına gittim. Yanımda valiz falan yoktu.
Ne giyecektim ben?

"Şey..." dedim Ege'ye bakarak.

Sırtımda ki yaralar, dünden kalan acı yüzünden sızlıyorlardı. Bol bir şeyler lazımdı.

Ege yüzünü bana çevirerek ne dermişcesine baktı.

Devam ederek;
"Benim yanımda valiz yok ne giyebilirim?"

"Ne bileyim kızım ben? Uşağın mıyım ben senin? Git ne giyiyorsan giy!" Diyerek bağırmıştı.

Titrek bir nefes aldım ve odama beni getirince, "sağol" deyip içeri girdim.

İçerisi oldukça güzeldi.
Bembeyaz bir yatak... acılarımın yavaş yavaş azalacağını söylüyordu sanki.

Beyaz bir kitaplık vardı odada. İçerisi ise renk renk kitaplarla doluydu.
Bu bile yeterdi bana.
Neden yanımda değildiniz, daha önce baba?

Odada gardırop yoktu iki tane başka kapı vardı. Kıyafet bulma amacı ile içeriye daldım. Burası lavaboydu. Diğer kapıya baktım bu sefer, yine bir umutla.

Burası içinde renk renk kıyafetlerin olduğu bir odaydı.

Elime bol düz beyaz bir tişört ve bol, gri, paçaları dar bir eşofman aldım.
Üzerimi çıkarttıktan sonra eşofmanı giydim. Üzerine de beyaz tişörtü
giyecektim ki bir anda kapı açıldı. Ben hızla arkamı dönerken çıkan yüksek ses Ege'den başkasına ait değildi.

"SENİN SIRTININ HALİ NE!"




BÖLÜM SONUUU

Aşırı yazmak istediğim bir kitaptı.Ve sonunda yazdım.
Sonu aşırı heyecanlı bitti jfkehehheheh

Umarım beğenirsiniz bağğayyss yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!

KIVIRCIK | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin