18. BÖLÜM

45K 2.4K 754
                                    

Cennetten çiçek mi topluyoğrum....

Ne oluyor ya!

Gözlerimi açtığımda havanın kararmış olduğunu gördüm önce. Kulaklığım kulağımda uyumuştum.

Şarkı hâlâ çalıyordu fakat hüzünlü şarkılarla uyuya kalırken, şuan kulağımda ki şarkı beynimin çatlamasını sağlıyordu.

Oldukça terlemiştim. Yastıklarım yerdeydi. Bir bacağım da yatağın kenarından yere doğru sarkıyordu. Minik bir topuz yaptığım saçlarım tamamıyla tokanın dışına çıkmıştı. Perişan bir haldeydim.

Savaştan mı çıktım lan yoksa?

Duş almam lazımdı. Bornozumu alarak banyoya girdim. Ilık suyun altında biraz hiç hareket etmeden bekledim önce.

Daha sonra saçlarımı bir güzel yıkadım,yanda duran çikolatalı duş jelimi de koluma dikkat ederek yavaşça sürdüm.

Duştan çıktıktan sonra üzerimi değiştirmek için odama girdim. Üzerime iç çamaşırlarımı giydikten sonra başımı saate doğru çevirdim.

17:32

Yaklaşık 2 saattir uyuyordum.

Giyeceklerimi elime aldıktan sonra elimde tokam ile odadan çıktım.

Giyeceklerimi elime aldıktan sonra elimde tokam ile odadan çıktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ceylan'ın giydiği kıyafet

Bir yandan saçlarımı arkamdan topluyor bir yandan da ilerliyordum.
Aşağıda hizmetliler akşam yemeğini hazırlarken, babam ve annem oturuyordu.

Onların sırtı bana dönük olduğu için beni görmemişlerdi. Onların karşısında da Ege, Baran,Buğra oturuyordu. Diğerleri de odasındaydı galiba.

Ege beni görmesiyle hızla yanıma gelip bana sarıldı.

"Abla, iyi misin?"

"İyiyim Ege."

Ege'ye tebessüm ettikten sonra annemin telaşlı bakışlarına çevirdim kafamı.

Ona da gülümsedim. En azından gözlerinde ki hüznü azaltmak için.

Diğerleri de bana bakıyordu. Babam, benim onlara olan bakışlarımı görmüş olmalı ki konuşmaya başladı.

"Baran, oğlum, hadi kardeşlerinle yukarı çıkın da sohbet edin akşam yemeğine kadar."

Baran çenesini sıkarak, başını hafif salladı, daha sonra yukarı çıkmaya başladı. Diğerleri de arkasından geliyordu.

Ege, beni de sağlam olan kolumdan tutarak yukarı çıkarıyordu.

Bir süre sonra, daha önce merak edipte girmediğim bir kapıdan içeriye girdik.

Burası çok güzeldi. Büyük bir televizyon vardı öncelikle. Hafif loş neon pembe bir ışıkla aydınlanıyordu.

KIVIRCIK | TamamlandıWhere stories live. Discover now