44. BÖLÜM| Final

34.5K 2K 846
                                    

•••

Kara'nın mesajından sonra, hızla atan kalbimi umursamadan telefonumu bıraktım. Semih ağabeyime her şeyi açıklayacaktım. Yani, en azından ona söylesem, diğerleri bir şey diyemezdi. Hakları da yoktu zaten.

Yatağa boylu boyunca yatıp, yukarıda ki beton parçası ile bakışmaya başladık. Semih ağabeyim şu an işi için şirkete gitmişti. Baran ağabeyim de onunla birlikteydi.

Canım çok sıkıldığı için, Kara'yı çizmek istedim. İnstagramı vardı fakat, hiç fotoğrafı yoktu. Buna rağmen oldukça fazla takipçisi vardı.

Kara'yı takip ettikten sonra bir ilk yapıp fotoğraf paylaşmak istedim.

Sanki, canım birilerini kıskandırmak istiyor gibiydi. Neyse, anladınız işte. Derin bir nefes alıp kamerayı açtım. Hoş bir poz verip, bağlı duran saçlarımı açtım.

(Siz bunu hafif kıvırcık saçlı, makyajsız düşünün oky?)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Siz bunu hafif kıvırcık saçlı, makyajsız düşünün oky?)

Mutlu ailesinden olduğumu açıkladığımdan beri takipçim baya bir artmıştı. 10bin küsürlerdeydi şu anda.

Bir anda, insanlar bunu bekliyormuş gibi beğeniler ve yorumlar yağmaya başladı. O sırada kapım tıklandı. "Kızım, müsait misin?"

"Evet, anne. Girebilirsin."

Annem kapıyı açarken gülümsedi. Daha sonra konuşmaya başladı. "Yemek yiyeceğiz, gel hadi. Piknikte fazla bir şey yemedin zaten."

Dediğinde kafamı sallayarak onu onayladım. Telefonu yatağın üstüne bırakıp ayağa kalktım. Ve peşinden ilerlemeye başladım.

Sofraya geldiğimde, herkes oradaydı. Yemekten sonra Semih ağabeyime açıklayacaktım. Sofraya oturduktan sonra, annemin "afiyet olsun" demesi ile yemeye başladık. Üstümde uzun gri bir eşofman ve mor bir tişört vardı.

Yemeği yedikten sonra ayaklanmıştım ki, yanında oturduğum Esat ağabeyim beni tutup, kucağına aldı.

Kaşları çatılmıştı.

"Güzelim tabağını bitmeden nereye acaba?"

Dediğinde dudaklarımı büzdüm. Elleri ile yanaklarımı sıktıktan sonra, elini kaşığa uzattı. Tabağımda ki çorbaya kaşığı daldırdıktan sonra, ağzıma doğru getirdi.

"Aç bakalım ağzını uçak geliyorr."

Alay edercesine söylediği sözlere, aile üyeleri gülmeye başladı. Ben de yine somurtarak ağzımı açtım.

"Aferin küçük çocuk." Dediğinde bu sefer oldukça sinirlenmiştim.

Dudaklarımı büzüştürüp kaşığı elimle tersledim. Ve kaşık yüzüne yapıştı. Eh, çorbada hâli ile yüzündeydi.

Bu sefer kahkaha atan taraf bendim.

"Ceylan"

"Efendim abiciğim?"

KIVIRCIK | TamamlandıWhere stories live. Discover now