7 ♡ Ters-Düz

377 66 201
                                    

Bölüme geçmeden önce ne kadar çok satır arası yorum yapar ve oy verirseniz hikaye daha çok öne çıkabilir ve yapabilirseniz okuma listelerinize de eklerseniz daha çok kişinin görmesini sağlayabiliriz. Önceki bölüme gelen yorumlara çok teşekkür ederim, salak gibi sırıtarak okuyorum bir görseniz :) Bölümü yorumlarda aramıza katılan yeni arkadaşımız kitapiyisi'ne ithaf ediyorum. İthafları yorumların arasından seçtiğimi de tekrar hatırlattıktan sonra bölüme geçebiliriz. İyi okumalar ^^

CsMGirl

"Sence de tuhaf davranmıyor mu?"

"Normal olmadığı kesin."

"Belki de yardım almalıyız."

Bir ters düz daha yaptıktan sonra örgüme baktım, oldukça iyi gözüküyordu. Siyah ipi parmağıma dolarken zihnim bomboş olsa da yanımda konuştukları için dikkatim dağılıyordu. "Sizi duyabildiğimi biliyorsunuz değil mi?" Teo ve Deniz kapı eşiğine yaslanmış, ben duymuyormuşum gibi konuşmalarına devam ediyorlardı.

"Tam dört gündür odasından çıkmadı yani?"

Siyah yünü biraz gevşetip elime doladığımda bitirmeme az kalmıştı. Ters düz, ters düz! "Atkı mı ne anlamadığım o şeyi örüyor deli gibi. Onun dışında ne ağladı ne de tuhaf bir davranışı oldu." Deniz pembe pijamalarının içinde kapımda dururken odaklanmam zorlaşıyordu.

"Ters, düz!" Çıksınlar diye yüksek sesle söylediğim şeyi umursamadan devam ediyorlardı. Ev topuzumu açıp tekrar sıkı bir topuz yapmıştım kırmızı tokamla. Sıcaklık basıyordu bunların yüzünden. Bir izin vermiyorlardı ki sorunlarımdan kaçayım, zihnimi başka şeylere odaklayayım. Yok, illa ki modern anneler gibi sorunlarımızı konuşarak çözmeliyiz. Sorunlarımı içime gömmeyi istemek çok muydu?

"O gün siz geldikten sonra beraber uyuduk, sabah gözlerimi bir açtım şu şeyi örüyor. Kahve ve kraker dışında midesine hiçbir şey de girmedi."

"TERS DÜZ!"

"Deniz bence şoka falan girdi bu gerizekalı, sarsmamız gerekmez mi?"

Sonunda ilmeği karıştırdığımda gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, şimdi son sırayı sökmem gerekiyordu. Sakinleşmiş beni yavaş yavaş çileden çıkarttıklarının farkında değil gibiydiler. "Çıkın şuradan! Aklımı karıştırıyorsunuz aptallar!" Aynı yerde dikildiklerini görünce en yakınımdaki yastığı kafalarına fırlattığımda kaça kaça odayı terk etmişlerdi.

Örgü işini annem önermişti zamanında. Depresyona girince başka şeylere odaklanmam gerektiğini söylemiş, kucağıma iki yumak atmıştı. Pek elim yatkın olmadığı için hata yapmamak adına ilmekler dışında hiçbir şeyi düşünmez, bu sayede de sorunlarımla yüzleşmeyi sonsuz bir geleceğe ertelerdim. Ta ki sorunla uğraşacak enerjim kalmayıp vazgeçene dek.

Hava kararmış, ikisinden de hiç ses çıkmamıştı. Bir ara kapı sesleri duysam da yataktan kalkmamıştım. Saatin kaç olduğunu, hangi günde olduğumuzu bilmiyordum. Beynim sulanmıştı örgü örmekten. Odaklanmalıyım, odak. Ters düz, ters düz! Kapım açıldığında başımı kaldırmadan yaptığım işe devam ettim. Sırayı bitirmeme son iki ilmek kalmıştı. Kapıdaki hangisiyse gitmeyince homurdanarak konuştum.

"Bir huzur verseniz mi artık?"

Sırayı bitirip ipi elimde döndürdüğümde "Yanlış zamanda mı geldim?"dediğini duydum. Han gelmişti ve Deniz cadısı ortalıkta gözükmüyordu. Kolları kıvrılmış beyaz keten gömleği ve siyah kotunun içinde yorgun gözüküyordu. Saate göz ucuyla bakınca gece yarısı olduğunu fark ettim, işten çıkınca gelmiş olmalıydı. Beni arasa da telefonlarını açmamış, genel olarak telefonuma ellememiştim. Şu an son ihtiyacım olan şey bir şahsın instagram paylaşımlarını görmekti.

Tatlı EkşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin