29 ♡ İlk

175 45 58
                                    

İyi okumalar! Bol bol satır arası yorum yapan elleriniz dert görmesin şimdiden efenim *-*


CsMGirl


İnsan bazen hayret ediyor. Hayatımı nasıl da birine bu denli bağladım diye?

Doruk arabasına binip gittiğinde sadece arkasından bakakalmıştım. Öylece araba kaybolana dek izlemiştim hayatımdan gidişini. İçime taş gibi oturan itirafı ile hiçbir şey olmamış gibi eve gidemezdim. Bir yanım ona nasıl hislerimi açtığıma inanamazken, bir yanım rahatlamıştı. O ana dek bu hislerin omuzlarımda nasıl bir yük olduğunu fark edememiştim.

Etrafıma bakınırken omuzlarım düşmüştü. Restorana girip Teo'yu görme riskini alamazdım. Özellikle de suratım ağlamaktan kıpkırmızı olmuşken ve bana yıllardır hislerimi söylememi söylemişken. "Ben demiştim." diyecekti. "Zamanını boşa harcamamanı söylemiştim." diyecekti.

Ne yapacağımı bilemez halde restoranın yanındaki ara sokağa girmiştim. Restoranın arka kapısına doğru ilerlerken sokak karanlığa gömülmüş, sessizliğin içinde duyulan tek şey topuklularımın sesleriydi. Sokak lambasının ışığı bozulmuş olsa gerek yanıp sönüyordu ara ara. Güvenli olmadığını kabul ederek içeri geçecek gücü kendimde bulamıyordum.

"Aptalsın Pera! Aptalsın!"

Kendi kendime konuşurken sokakta kaç volta attığımı sayamamıştım. Sonunda içimdeki öfke hüzne yerini bırakmıştı. Restoranın duvarına yaslanıp yere çöktüğümde çöplerden bir kedi fırlamış, koşarak uzaklaşmıştı. Restorandan kimse çöp çıkarmadığı müddetçe burada yalnız kalabilirdim.

"Seni asla sevmeyecek."

Kendime korktuğum gerçeği hatırlattığımda sesim büzüşmüş, koca bir iç çekişle burnumu kırıştırmıştım. Dizlerime sarılıp yüzümü sakladığımda hıçkırıklarla ağlamama engel olamıyordum. Sorun onun beni reddetmesinden de öteydi. Korktuğum ne varsa başıma gelmişti.

Yeme bozukluğum olduğunu öğrendiğinde bana sırtını döneceğini biliyordum. Takıntılı olduğumu, psikoloğa gitmem gerektiğini söylemişti. Ne kadar düşünsem de yaptıklarımı aşktan yaptığımı, davranışlarımda art bir niyet olması ihtimalini göremiyordum. Onu takip etmişsem ne olmuştu? En fazla ne yapabilirdim ki?

Onun gözünde aptal takıntılı kızın teki olmuştum. Beni sevmesini geçmiştim artık, bana saygı duyması bile imkansıza dönüşmüştü. Günlerim onun rutinine bağlıydı son birkaç yıldır. O gittiğinde ne yapacaktım? Üzüldüğümde evinin yanındaki parka gidemeyecektim, stresli olduğumda restoranda yemek yemesini izleyerek keyiflenemeyecektim. Nouveau' ya gelmemin bile bir anlamı kalmış mıydı?

Saatlerce sırtımı yasladığım o duvarın dibinde ağlamış, soğuğa rağmen biraz bile kıpırdamamıştım. Elbisemin ince kumaşı bile beni boğuyordu. Rüzgâr esiyor, saçlarım dalgalanıyordu. Bense sokak lambasının titrek ışığında iç çekerek boşluğa bakıyordum. Ruhumdan bir parça rüzgâra karışmış, sonsuza dek beni terk etmişti.

Başımı gömdüğüm yerde öylece beklerken bir patırtı olmuş, kapı açılma sesini duymuştum. Kapı açıldığında göz ucuyla bakmıştım kimin geldiğine. Han elinde telefonu ile dışarı çıkmış, Rusça konuşurken sokağın başına bakıyordu.

"Nyet (Hayır), Karina! Nyet!"

Dizlerimi iyice kendime çektiğimde bir yanım beni fark etsin istemiş, bir yanım ise geldiği gibi içeri girsin istemişti. Tam içeri girecekken olduğum tarafa dönmüş olsa gerek lafı yarıda kalmıştı.

Tatlı EkşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin