28 ♡ Bordo İtiraf

189 46 106
                                    

Bölüme geçmeden okuyan, yorumlayan ve oy veren herkese çok teşekkür ederim. Hikayenin öne çıkması için satır arası yorumlar yapabilir misiniz acaba?  Multiye güzel bir şarkı bıraktım. Bölümü yeni okumaya başlayan 0oylesinebiri'ne ithaf ediyorum, umarım beğenirsin *-* Ve bölüme geçmeden önce...

 Bölümü yeni okumaya başlayan 0oylesinebiri'ne ithaf ediyorum, umarım beğenirsin *-* Ve bölüme geçmeden önce

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Buraya bir adet Han bırakayım, özlemişizdir *-* 

İyi okumalar!

CsMGirl


Ne yalan söyleyeyim, Doruk ile baş başa vakit geçireceğimiz ilk günde böyle bir facianın ortasına düşeceğimi tahmin etmemiştim. İki kişilik soframa Deniz, Sinan ve Han eklenmiş, son anda ergen komşum Oğuz bile gelmeyi becermişti.

Onca kişinin gelmesiyle kalmamış, kafama Doruk'un gözleri önünde kâse düşmüş, Sinan ve Deniz tartışmış, Doruk ile doğru dürüst konuşamamış, üzerine kiraz olarak da Han yere döktüğüm suda kayıp düşmüştü. Acil kapısından girdiğimizde bunları idrak etmeye çalışıyor, bir yandan da benim için bile fazla bir aksiyon olduğunu düşünüyordum.

"Doktor Bey, yere düştüğünde kafasını çarptı."

Doruk, Han'ı sedyeye bıraktığı gibi kolumdan çekip dışarı çıkarmıştı. Ne olduğunu bilmeden onu takip ederken Oğuz da bizimle gelmişti.

"Pera, benim acilen şirkete gitmem lazım. Şirketin Amerika'ya gitmem için hazırladığı evraklarda sorun çıkmış. Sabaha kadar düzeltilmesi lazım. Han'ın da bilinci açık, affına sığınarak gitmemi mazur görmeni istiyorum."

"Ama-"

Tam konuşacakken Oğuz araya girmişti. "Beni de eve bırakacak. Annem yoldayken aradı ve nereye kaybolduğumu sordu. Yarın sınavım varken hastanede saatlerce beklememi istemiyor. Bir şeye ihtiyacın olursa aramanı söyledi ama."

Han'ın durumu endişelerimi artırırken bir anda yalnız bırakılmak moralimi bozmuştu. Kalmaları için yalvaramazdım tabi.

"Tabi, gidin siz. Ben beklerim."

Doruk elini omzuma koyduğunda gözlerim eline kaymıştı. İş için de olsa on dakika bile beklemediği için kalbim kırılmıştı. Amerika'ya gitmek bu kadar mı önemliydi? Bilmiyorum, belki de önemliydi.

"MR çekilince haberdar et beni. Tekrar özür dilerim, acil olmasa gitmezdim. Konuşuruz sonra."

"Aynen. Konuşuruz."

Omzumdaki elini çekerken boş bakışlarımı gördüğünde bir şey dememiş, Oğuz ile çıkışa gitmişti. Kalabalık koridorun ortasında öylece beklemiş, insanlar yanımdan geçerken içimde büyüyen öfkeye engel olmak için derin nefesler almıştım.

Han'ın yanında kalan tek kişi olmamam gerekiyordu. Sanki ona ne olduğu hiç umurlarında değil gibiydi. Yumruk yaptığımı fark etmediğim ellerimi gevşetirken koridorun başında Han ile ilgilenen doktor bana işaret yapmıştı. Bir an ne olduğunu anlamayıp suratına öylece bakarken seslendi.

Tatlı EkşiWhere stories live. Discover now