35 ♡ Belasını Arayanlar

236 48 13
                                    


Merhabalar efenim. Bölüm bekleyen var mıdır bilemedim ama hikayeyi devam ettirmeye kararlıyım. Keyifli okumalar *-*


CsMGirl


Soğuk savaşın ortasında kalmış gibiydim. Bir yandan Teo film teklifini reddedip eve gitmem için kaş göz yapıyor bir yandan Han'ın buz gibi bakışları üzerimde geziniyordu. Kararsız kalmış, sonunda dayanamayıp mırıldanmıştım.

"Ben eve gideyim en iyisi." demiştim parmaklarım pembe kazağımın ucunu kavrarken.

Teo'nun bakışları parmaklarıma kaymış, rahatsızlığımı fark edince yumuşamıştı bakışları. Hiçbir şeyin böyle olmasını ben istememiştim sonuçta. Aklına bir fikir gelmiş gibi başını sallayıp eli ile içeriyi işaret etmişti.

"Gel hadi. Aranızdaki bu tuhaflığı bugün kıralım da hayatımıza dönelim."

"Eğer onun için sorun olmayacaksa gelebilirim." dediğimde içten içe kabul etmemesini istiyordum. Kendime hislerimi itiraf ettiğimden beri yanında daha çok gerilir olmuştum.

"Fark etmez."

Han'ın omuz silkerek mutfağa gitmesi ile Teo elimden tutup içeri çekmişti. Gitmek için hamle yaptığım sırada kapıyı hızlıca kapamıştı. Kaçmama fırsat bırakmamıştı.

"Aranızdaki bu soğukluğu bitirin bugün aynı ortamda bulunarak ve sen de kendine gel. Sakın tuhaf şeyler yapma."

Birden kulağıma yaklaştığında Han kapıdan gözükmüştü. Bakışları kulağıma fısıldamak için yaklaşmış olan dudaklara gitmişti ilgisizce.

"Aşıkmış gibi bakma çocuğa. Onu aşman için bir fırsat bu film gecesi, tamam mı?"

Gözlerim ağzımla birlikte kocaman açılmıştı. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Han halimden zerre etkilenmeden salona geçtiğinde silkelenip kendime gelmiştim. Umurunda değildim, değil mi? Bu gerçek acıtmıştı kalbimi.

"Ne izliyorsunuz?"

"Avengers: Endgame izleyecektik. Mutfaktan kendine içecek al ve oturma odasına gel."

O içeri geçerken ne yapacağımı bilememiştim. Nasıl gözüküyordum acaba? Mutfağa gitmeden önce banyoya gitmiştim. Kapıyı kilitlediğim gibi aynadaki aksime bakmıştım. Yanaklarım kızarmış, heyecandan nefes nefese kalmıştım.

Lakers tişörtünün içinde bu kadar tatlı olması adil değildi. Onunla karşılaşacağımı bilsem pembe kazak ve gri eşofman altından daha düzgün bir şeyler giyinirdim.

"Saçımın haline bak. Üstümden tır mı geçti, ne oldu ya?" demiştim evden çıkmadan önce gelişi güzel yaptığım topuzuma bakarken. Birisi ile konuşmam lazımdı. Acilen.

Deniz'i aradığımda ikinci çalışta telefonu açılmıştı. "Naber bebek?"

"Deniz ben bir b.k yedim."

Hatta kısa bir sessizlik olmuştu. Ahizenin ucunda bir itişme kakışma duyduğumda gözlerimi devirmiştim. Birkan'ın sesini duyduğumda kendime lanet etmiştim. Mükemmel zamanda aramıştım gerçekten.

"Ne yaptın çabuk anlat. Gece kâbus görmüştüm, biliyordum gün bitmeden bir şekilde çıkacağını." demişti Birkan.

Beraber olma ihtimalleri aklımın ucundan geçmese de lafa direkt girmek benim hatamdı.

"Buğrahan..." dedim pes ederek.

"Çocuğu boğdun mu yoksa? Dedim sana Deniz, bu biraz daha o bet suratla muhatap olursa boğar diye. Nezarethaneden çıkarmamız için aradın bizi değil mi? Bizim bir Mahmut amca vardı emniyette, hemen onu arıyorum."

Tatlı EkşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin