31 ♡ Rüyada Gibi

134 43 9
                                    

Bol boool satır arası yorumlara yaparsanız çok mutlu olurum! İyi okumalar.

CsMGirl


Pencereden dışarı bakarken içimde bir boşluk oluştuğunu hissediyordum. Hastanede kaldığım üçüncü gündü ve serumlarla vücuduma takviye yapıyorlardı. Eve gitmek istesem de kontrollü bir ortamda bulunmam gerektiğine ve ilk birkaç gün düzen oturtulana dek kendi halime bırakılmamam gerektiğine karar verilmişti.

Akın'a işi bıraktığımı söyledikten bir saat sonra hastaneye gelmişti. "İşi boş ver. Zaten restoranın eksiklikleri haftaya tamamlanıyor." demişti. O kadar emeğimin geçtiği işi sonlandırırken orada olamayacaktım. Hayatım tepe taklak olmuştu bir günde. Hastane penceresinden oynayan çocuklara bakarken psikoloğun geldiği ilk günü anımsamıştım.

"Ne yapmam gerektiğini söyleyin. Kendi kendime çözüm bulabileceğim bir kafada değilim şu aralar."

Doktora dakikalarca hayatımda olan biten ne varsa anlattıktan sonra bunu söylemiştim. Aldığı notlarından başını kaldırıp gözlüğünü burnunun ucundan ittirmişti.

"Öncelikle yeme bozukluğunun üzerine gideceğiz. Hastaneden çıktığınızda yeme düzeniniz eski rutinine dönecektir. Bunun olmaması için size bir program hazırlayacağız. Günde üç öğün az da olsa yemek yiyeceksiniz. İsterseniz sadece bir kraker yiyin ama o öğünde ağzınıza bir şey atmanız şart. Vücudunuza yeniden üç öğün yeme alışkanlığı kazandıracağız."

"Ama bazen günlerce yiyemiyorum."

"Biliyorum. Sonrasında çıkaracak da olsanız yiyin. Kendinizi zorlamazsanız düzelmeyecek çünkü. Diyetisyenimiz size yiyebileceğiniz şeylerin bir listesini yapacak. Bununla birlikte vitamin için iğne ve iştah şurubu da vereceğiz. En başta bunları içerken mideniz bulanabilir ama dayanmaya çalışın. Bir yandan da düzenli terapi yapacağız."

"Peki sonra ne olacak?"

"3 öğün az da olsa bir şeyler yemeye alıştığınızda porsiyonları azar azar artıracağız. İki kraker, üç kraker... Bir kaşık çorba, iki kaşık çorba... Bu şekilde yapacağız. Siz hazır hissettikçe porsiyonlarımız büyüyecek. Vitamin ve iştah şurubu da size yardımcı olacaktır. Terapiler de sizin bakış açınızı değiştirmenize katkıda bulunacak."

Planını anlattıkça duvarlar üstüme üstüme gelmiş, bir anda boğulur gibi olmuştum. Bahsettiği onca şeyi nasıl yapacaktım?

"Ben... Ben yapamam. Çok zor."

Feza Bey notlarını bir kenara bırakıp anlayışlı ses tonu ile tekrar açıklamaya girişmişti.

"Biliyorum, çok zor. Lakin şunu bilin ki yalnız değilsiniz. Yeme bozukluğu yaşayan onlarca insan var. Bunu yaşayan tek insan olduğunuzu düşünüp üzülmemelisiniz. Neden sadece ben, demeyin o nedenle. Terapilerle ve biraz da gayretle birlikte zamanla daha iyi olacaksınız. Hem buna başlamanız bile cesaretinizi gösterir. Tedavinin ilk aşaması kişinin hasta olduğunu kabul etmesidir. İçten içe değişimi istiyorsunuz, görebiliyorum."

"Ya yapamazsam? Onca insan... Benden çok fazla şey bekliyorlar."

"Şimdiye kadar etrafınızda gördüğüm insanlar oldukça destek veren dostlar gibi gözüküyor. Onlardan yardım almanızda sakınca yok. Çevremizden ihtiyacımız olduğunda yardım istememizden daha doğal bir şey yok. Bu süreçte yanınızda olacaklarına eminim."

Sözleri rahatlatsa da bunları yapabileceğimden emin değildim. Pencereden dışarı bakarken omuzlarıma koca bir yük binmiş gibi hissediyordum. Psikolog ile günlük düzenli görüşmeler yapıyor, sonrası için haftalık bir programa oturtmayı düşünüyorduk. Bir yandan hayatımı düzene sokuyormuş gibi hissederken bir yandan da hayatım alt üst oluyor gibi geliyordu.

Tatlı EkşiWhere stories live. Discover now