15 ♡ Prenses ve Taht

232 53 128
                                    


Multimedyaya bu aralar bol bol dinlediğim bir şarkıyı ve Han'ı bıraktım. Geciken bölümle beraber hikayeyi yeni okumaya başlayanlara bir merhaba demek istiyorum. Bölümlere yorum yaparak gelecek bölümlerde ithaf alabilirsiniz. Hikayeye bolca satır arası yorum ve oy atarak destek olabilirsiniz öne çıkması için. Şimdiden teşekkür ederim *-*


CsMGirl



"Pera..."


Geri çekilip aramıza mesafe koyduğunda kalbim hızla çarpmaya başlamış, kulaklarıma dek ateş bastığını hissedebiliyordum. Sadece dudağının kenarından öpmüş olsam da fazla yakındı. Musluğu açıp yüzümü yıkadığında bile tek bir kelime edememiş, soğuk su tenime nüfuz ettikçe ayılmanın verdiği bilinçle utanç duygusu vücudumu ele geçirmeye başlamıştı. Parmakları yüzümü yıkarken dudaklarıma değdikçe kalbim daha da hızlı atmaya başlamıştı.


Han beni yatağıma yatırırken az önce azar yemiş bir kedi gibi susmuş, ağzımı bile açamıyordum. Onun da benden farksız olduğu aşikârdı. Yatağa girdiğimde ağzıma kadar yorganı çekip mayışmışlıkla ağzımı şapırdatmıştım. Bakışları dudaklarıma kayınca şapırdatmayı kesip çatık kaşlarına odaklandım. Olanları daha idrak edemeden üzerimden atamadığım sarhoşlukla ona göz kırptığımda tavana bakıp sabır dilercesine bir şeyler mırıldanmıştı.


"Bir daha içki içtiğini görürsem ya da duyarsam seni mahvederim Pera."


"Niye ya?" Omuz silkip abarttığını vurgularcasına dudak büzmüştüm. Alkolün etkisi ile bir öyle bir böyle davranmam beni bile şaşkınlığa uğratıyordu. "Altı üstü öpücük verdik bir iki tane. Çağır Teo ve Deniz'i onları da öpeyim de eşitlik olsun."


Bu dediğimle elindeki telefonu yere fırlatacakmış gibi kaldırıp son anda vazgeçmişti. Kapıdan Teo girdiğinde içim bir nebze rahatlamıştı açıkçası. Kollarımı açarak yanıma çağırdığımda aramıza 1 metre bırakarak uzaktan gülümsemişti.


"Sarhoşken sana yaklaşmama kararımı bozacağımı sanmıyorsun herhalde?" Han'a dönüp beni işaret ettiğinde ne anlatacağına adım kadar emindim. "Geçen yıl yine böyle sarhoş olmuştu arkadaşlarla oturduğumuzda. Yanaklarını mırç mırç öpmediği bir Allah'ın kulu kalmadı. Bir de elli yaşında amcalar gibi 'Gel öpücem.' demesi yok mu?"


"Gel öpeyim ya. Ne uzattınız."


Teo'ya öpücük atarken başını iki yana sallayıp hikâyeyi tiksinti ile dinleyen Han'a döndü. Yüzü bembeyaz olmuş, alnındaki damarlar belirginleşmişti. "Bizim Yavuz'a geldi sıra, yüzüne bir sürü öpücükle kaplarken kız arkadaşı gelmesin mi? Birce'nin elinden zor aldık Pera'yı, saçını başını yoldu."


"Hala saç diplerim sızlıyor hatırlayınca."


Han başını iki yana sallayıp tiksintiyle zoraki gülüşler atarken gözlerimi açık tutmak çok zordu. Oda dönüyor, eşyalar yer değiştiriyordu sanki. Midem alt üst olmuş, her an kusabilirmişim gibi hissediyordum ki şu an bunu kaldıramazdım.

Tatlı EkşiWhere stories live. Discover now