Annesi ve babası öldükten sonra ailesinin en yakın arkadaşları tarafından evlatlık olarak alınan Eylül, ansızın onu evinin önünde ilk defa gördüğü adam tarafından gece vakti kaçırılır. Eylül başına geleceklerinden habersizken onu kaçıran adam ise he...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
18 Mart 2020
(VERA ÇELEBİ'DEN)
Yerde metrelerce birisi tarafından sürüklendim, gözlerim siyah bandanayla sıkıca bağlıydı, kollarımda arkamdan sertçe tutuluydu. Soğuk bir yerde bedenim güçlü olmasına rağmen titremeye başladı. Arkamda duran birisi beni yere sertçe attığında olduğum yere yapışmam bir oldu. Acı içinde inlemeye başladığımda yüzümü buruşturdum.
"Kimsin?" diye bağırdım, sesim yankılandı.
Konuşmadı.
"Konuşsana."
Adımları dibime geldiği gibi sertçe karnıma, göğsüme ve kasıklarıma vurmaya başladı. Dudaklarımdan sürekli inlemeler dökülüyordu. Canım acıyordu! "Yapma, yapma..." Sesim kısılırcasına bağırdım ama nafileydi, o beni duymazdan gelirmiş gibi dövmeye devam ediyordu.
Ağzımdan ve burnumdan kanlar gelmeye başladığında öksürdüm. Bana bunu yapan kimdi?
Gediz mi?
Çınar mı?
Hangisiydi?
En son avuçları boğazımda son bulduğunda beni boğmaya çalıştı. Gözlerimi kapatıp sıktım ve bacaklarımı yerlerinden oynatarak kıpırdattığımda dişlerimi sıktım. Nefes almaya çalıştım ama hiçbir şekilde nefes alamadım.
"Senin ecdadın olacağım, duydun mu? Elinde ne var, ne yoksa umurumda değil." Gediz'in sesiydi bu!
"Lan şerefsiz!" diyerek ona karşı bağırmaya çalıştım. Ellerim kelepçeli olduğu için ona dokunamıyordum.
"Seni burada tutup her gün acı çektire çektire eceline sebep olacağım."
Dişlerimi birden bileğine geçirip ısırdığımda ellerini boynumdan ittirdim. Öksürmeye devam ettim. "Sana tüm videoları gösterecektim ama kayboldun."
Sustuğu an sinirle hızlı hızlı nefes alıp verdiğini yüzüme çarpan sıcak nefesleriyle duydum. Bende yaşadığım adrenalinle hızlı hızlı nefes alıp verdim.
Olduğu yerden tekrar bana vurmaya başladığında, "Senden nefret ediyorum!" dedi öfkesini koruyarak.
Her vuruşunda dudaklarımdan acı acı inlemeler yükseldi. Ayakkabısının ucu yüzüme denk geldiğinde burnumdan çokça kan aktığını hissettim. Ona olan içimdeki öfkeyle, "Vurma!" diye bağırdım.
