• 25. BÖLÜM/YALAN •

157 79 13
                                    

Selamm! Nasılsınız?

Tarih bırakın.

Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

*

• 25. BÖLÜM/YALAN •

 BÖLÜM/YALAN •

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

1 Ekim 2020

Hepimiz perişan olmuş bir hale gelmiştik, yüzümüzdeki endişeli gözlerle sürekli birbirimize bakıp suskunluğa gömülmüştük. Hâlbuki hepimizin onu kurtarması için ne de çok planı vardı...

Vera'nın koynunda, ona sarılmış biçimde yorgun aklımdan geçen düşüncelerle boğuşuyordum. Bir daha ne zaman görüşecektik? En çok da bu soruya yanıt arıyordum, en çok bu sorunun üstünde vakit kaybediyordum.

Vera belime doladığı kolunu hareket ettirdiğinde yerimden irkilerek başımı ona doğru kaldırdım. Ela gözlerimiz yine birbirini bulduğunda onun kaşları hafiften çatıldı ve dudaklarından, "İyi misin?" diye sordu fısıltıyla.

Başımı salladım. Arabanın arka koltuğunda oturduğumuzdan dolayı biraz da uykum gelmişti, gözlerimin dalgınlığına sebep olan bir başka neden de uykumun olmasına sebep olabilirdi.

Vera'nın koynuna tekrar girip başımı boynuyla omuz arasına yaslayarak nefesimi derin şekilde verdim. O, elimi yavaşça bir kedinin patisini yakalarmış gibi yakalayıp parmaklarımın arasına uzun parmaklarını geçirerek elimi dudaklarına götürüp öptü. Dudaklarını elimin üstünde hissettiğim an gözlerimi ondan ayırmadım.

"Ayrılacağız," dedim moral bozukluğuyla.

Elimi öpmeyi bırakıp yavaşça aramızda ellerimizi tutarken öndeki iki erkeğinde gözleri dikiz aynasından benim üstüme döndüğünü hissettim.

Başımı ona kaldırdığımda dişlerimi sıktım. "Seninle yapamıyorum."

Yerinden yavaşça doğruldu.

"Hem ikimiz de zarar görüyoruz, mutlu olamayız," dedim ikimizi de düşünerek.

Elimi elinden çektiğimde onun büyük bedeninden bedenimi ayırarak geriye çektim. "Lotus kenarda dur ve kapıyı aç." Gözlerimi Lotus'a çevirdiğimde Vera yanıma hızlıca yaklaştı. Belimden tutup beni kapıyla koltuğun arasına yaslayarak parmaklarını saçlarıma götürdü.

"Nereye?" Senden uzak bir yere... "Gitme, seni de götürürüm. Yanımda gelirsin hem ben seni onların yanına bırakmayı istemiyorum. Güzelim neden gidiyorsun?"

Onunla gitmek demek, tehlike demekti.

Çınar bizim ayrı kalmamızı istiyordu ve tabii elimden de ona şans vermek geliyordu. Belki böylelikle Vera'nın peşini bırakırdı.

İHTİRAS (TAMAMLANDI)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant