23.🌙

9.3K 896 1.9K
                                    

Oylar unutulmasın 🙊
Bölüm şarkısı : Yüksek Sadakat - Ben Seni Arayamam
Keyifli okumalar 🥳

~~

AYSU

Elimdeki kitabın aynı cümlesini kaç defa okuduğumun farkında bile olmamam cümlenin anlamında takılı kalmam olsaydı keşke, o zaman belki her şey daha kolay olurdu. En azından derdim ki  "bak Aysu 10 günün sonunda kafanı toplamayı başardın."

Saatlerdir aynı sayfayı okumaya çalışmam, dönüp dolaşıp kaldığım cümleden devam etmemi göze alırsak diyebilirim ki kafa çabuk toplanacak bir organ değil arkadaşlar. İstediğiniz kadar kendinizle içsel konuşmalar yapın, ailenizle sevdiğiniz insanlarla hoşça vakit geçirin, deli gibi işinizle alakadar olun, yaşadığınızı hatırlamamaya çalışın olmuyor.

Olmuyor !

Gittiğiniz her yere kafanızın içindekilerde sizle geldiği için mümkün değil. Ancak kafanızı bedeninizden ayırırsanız belki. O kısımda sıkıntılı bu sefer kalp atmaya başlıyor gümbür gümbür. Hiç susmuyor gibi üstelik.

Bari sen dur kardeşim, bi es verin ya diyemiyorsunuz.

Genel ruh halim hakkında bilgi sahibi olsanız da bir de benden dinleyin.

Asaf'la konuştuğumuz akşamın ertesi günü sabah kalktığımda, duş alıp zorla bir şeyler yedikten sonra kendimi işime adamayı planlayarak evden çıktım. Bütün gün nefes almadan çekimlerimi yaptım, fotoğraflarımı düzenledim, çıkarılması gereken fotoğrafları ayarladım. Sanki kendimi işime verirsem hiçbir şey düşünmem sanıyordum. Öyle olmadığını öğrenmiş oldum. Beynimin içinde bir gün önce neler konuştuysak tekrar yaşadım.

Ailemle vakit geçirdim, annemle yemekler yaptık hatta beni mahalledeki teyzelerle kararlaştırdıkları oturmalara bile götürdü. Aysel teyzenin benim için hazırladığı tabaktaki pasta kremasına bulaşmış sarmayı yerken aklıma Asaf'la sinema öncesi yediğimiz köfte ekmek ve arabanın ışığında yenilen bol soslu dürümlerimiz geldi.

Ne kadar pis boğaz oldum dimi ? Sarmayı yerken bile aklım köfte ekmek ve dürümde !

İnsanın yeter ki aklını kurcalayan düşünceler olmasın, kadınların konuşmalarına bakıp gülünecek ortamda uzaklara dalıp gidebiliyormuş bunu da öğrendim.

Abimin, Fatma'nın öğrencilerine tiyatro dersi verdiği bir gün bende katıldım aralarına. Köşede oturup 5,6 yaşlarındaki çocukların arada fotoğrafını çekiyordum. Fatma onların kostümlerini giydirirken abimde oyunun nasıl olduğunu anlatıyor hepsine görevlerini söylerken birebir ilgileniyordu.

Boynumdaki fotoğraf makinesi ellerimin arasındayken karşımdaki manzara Gülce ve Gediz'i düşürdü aklıma. Gülümsedim burukça. Gediz gözlerimin rengini elmaya benzetmiş, Gülce de saçlarımızı şeklini iki tane topa. Eğlenceli fotoğraf çekimimiz, yeğenlerini çok seven Asaf. Abisi, yengesi, Aslıhan...

Çocukları görünce düştü aklıma anılar. Yoksa biliyorsunuz, iyiyim.

İyisin kızım Aysu, turp gibisin maşallah.

Dışarıya yansıtmamaya özen göstersem de, duygularını insan belli bir yere kadar tutabiliyor demek ki. Özellikle annelerimizin gözünden asla kaçmıyor. Yolunda gitmeyen durumların olduğunu, üzgün olduğumun çoktan farkına varmıştı. Kaç sefer konuşmak istesede konuyu değiştirmiş, ilgiyi başka yöne çekmeye çalışmıştım.

Annem bu numaraları yuttuğundan değil de üzerime gelmek istemediğinden şimdilik rahat bırakmıştı beni.

Annemi atlatırken, Cihangir ve Furkan ikilisi çıkmıştı başıma. Cihangir kahve ve pasta almış bizi sahile götürmüştü. Çimlerin üzerine sere serpe oturduğumuzda karşımızdaki bank ve uzaklardaki gemiyi görmemle tek yaptığım kahvemden büyükçe yudum alarak içmek olmuştu. Gemiyle kendini kıyaslayan kişiyi düşünmek istemesem de olmuyordu işte geliyordu aklıma.

"AYSU"Where stories live. Discover now