34. 🌙

6.6K 646 1.1K
                                    

Keyifli Okumalar 🫶🏻
Bölüm Şarkısı : Ahmet Hatipoğlu ~ Ölümle Yaşam Arasında

ASAF

Polis okuluna başladığımda ilk atış talimi sırasında hocamın elime verdiği silahı sımsıkı kavramıştım tüm gücümle. Göz koordinasyonunu sağlayıp vücudumu atış için uygun pozisyona alırken namlunun ucunu hedefime doğru çevirdiğimde ellerimde ve vücudumda ilk olmasına rağmen titreme, korku hakim bile değildi. Göreve başladığımda bana ait verilen silahı aldığımda da ellerim titremedi. En  zor operasyonlarda, göğüs göğüse çarpıştığım zamanlarda, ekip arkadaşımın hayatını kollarken bile bir an olsun elim titremedi, vücuduma korku hakim olmadı. Soğukkanlılığımı korumaya çalıştım, duygularımın dikkatimi dağıtmasına izin vermedim. Veremezdim, böyle bir lüksüm yoktu.

Ben Asaf, en çetin operasyonlarda bile sakinliğini koruyan, tüm gücüyle elindeki silahı tutup bir an olsun korkmayan, parmağı dahi titremeyen ben bugün kucağımdaki kadını taşırken ilk kez ellerimin titrediğini vücudumu korku duygusunun esir aldığını hissettim.

Aysu'nun "ah bacağım" sözlerini duyup gözlerindeki korku dolu acı ifadeyi gördüğüm anda o an için yaşamı durdurmuş sadece Aysu'ya odaklanmıştım. Eli sol bacağını bulup sıkması "hareket edemiyorum bir şey sıkıyor" sözleri beni kendime getirmişti. Aysu'yu kucağıma aldığım gibi hızlıca yürürken Nihat ve abisi çoktan ön koltuğa geçmişlerdi bile.

Hastaneye varana kadar elim sol bacağının hareket etmesi için ovalarken içimden bir şey olmaması için dua ediyordum sürekli. Aysu'nun acı çeken ifadesine her baktığımda aklıma gelen kötü düşünceleri def etmek istiyordum ama olmuyor. Ben böyle biri değilim ki bir olayın içindeyken en kötüsünü düşünmem, sakin kalırım, soğukkanlı olurum.

Böyle biri olmadığımı sanıyordum ta ki sevdiğim birinin acı çektiğini görünceye kadar.

Son günlerde aksamasının biraz arttığını fark etmiştim bunu Aysu'yu kırmadan nasıl söylesem diye düşünürken ay kızım "son günlerde fazla yoruldum bacağım hareket ederken biraz ağrıyor" demesiyle aklımdaki sorunun cevabı bulunsa da doktora beraber gidelim teklifini yapamamışken bu olay patlak verdi.

Çok yoruyordu kendini, fotoğraf çekilirken  vücudu şekilden şekle giriyor işin garip tarafı da ay kızım asla umursamıyordu bu durumu. Çekimlere gittiğinde uzun süre ayakta kalıyor ve gözlemlediğim kadarıyla da düzenli spor yapmıyordu. Yaptığı kısa yürüyüşleri saymazsak tabi. Kendine özenli, dikkatli davranmıyor.

Elim sol bacağına masaj yaparken aklıma gelen ihtimalle bacağına baktım. Aysu çok küçük yaşta kemik iltihabından ameliyat olduğunu söylemişti. İltihap temizlenmiş olsa bile yine de kontrollerini aksatmadığını anlatmıştı. Ya bu iltihap yeniden yayılmaya başladıysa, o yüzden çabuk yoruluyor ağrısı fazla oluyorsa, aksamasının artmasının sebebi iltihapsa ?

"Hadi daha gelmedik mi ?" Hüso'nun sözleriyle kafamdaki düşünceleri savuşturdum. Kötü düşünmek yok Asaf aklında senaryolar üretip onları çağırma. Sadece ay kızın fazla yoruldu şu aralar.

Zaten hastane işimiz bitsin, ay kızımla ciddi bir konuşma yapacaktım. Hiç dikkat etmiyor kendine, canının kıymeti yokmuşçasına çalışıyor !

"Nihat hızlı sür şu arabayı" dedim sinirle.

Ay kızıma baktığımda gözlerini ellerine çevirmiş öylece kıpırdamadan oturuyordu. Aysu'yu tanıyordum ağrıdan ölse bile sızlanmazdı bizleri korkutmamak için.

"Çok ağrın var mı hala" sorumla "biraz var hareket ederken kasılıyor" demesiyle derin bir nefes aldım.

Ay kızın iyi Asaf bir şey yok, sadece fazla yorgunluğa bacağı dayanamadı o yüzden böyle diye kendime telkinlerde bulunurken hastaneye gelmiştik.

"AYSU"Where stories live. Discover now