24.🌙

9.2K 853 1.8K
                                    

Bölüm Şarkısı: Yalın- Küçücüğüm
Keyifli okumalar 💫

~~

ASAF

"Aferin gençler iyi iş çıkardınız" diyen başkomiserim ekibinin üzerinde tek tek gözlerini gezdirip gururlu bakışlarla bakarken en son Nihat ve benim üzerimde durdu.

"Toplantı bitmiştir" demesiyle herkes ayaklanıp odadan çıkarken üzerimizde olan bakışlarla sadece yerimizden kalktık. En son çıkan kişi kapıyı kapatınca başkomiserim kollarını açıp elleriyle omuzlarımıza vurdu. Öğretmeninin sorduğu soruyu doğru bilen çocuklar gibi gülümsedik.

"Beni hiç yanıltmıyorsunuz bunu seviyorum, her olayda en önde olmanız beni çok gururlandırıyor. İşin içinde benim aslanlarım varsa hallolur diyorum. Bunun vermiş olduğu güveni ve rahatlığı ancak benim yaşıma gelince ve sizler gibi ekip arkadaşınız varsa anlarsınız."

Nihat'la beraber İsmet başkomiserimin ekibine ilk geldiğimizde ikimizde çok toyduk. Mesleğimize dair edindiğimiz her bilginin, iş ahlakının, ekip ruhunun oluşmasında başkomiserimin emeği çok büyük. Elinde piştik bir nevi, hala da pişmeye devam ediyoruz. Sadece başkomiser olmadı bize yeri geldiğinde beraber futbol maçı yaptığımız arkadaşımız, sorunumuz olduğunda kenara çekip konuşan abi, en zor günümüzde baba.

Nihat'la anlaşmış gibi aynı anda "sayenizde başkomiserim" dememizle güldü. "Uzun süredir peşinde olduğumuz itlerin kökünü kazıdınız. Bu ülkenin sizin gibi insanlara ihtiyacı var, sakın unutmayın."

"Daha çok kökünü kazıyacağımız şerefsizler var başkomiserim" Nihat'ın omzuna elini vurup "çok var hemde evlat, bu yüzden durmadan sıkılmadan kökleri kuruyana kadar çalışacağız."

"Sonuna kadar." İkimize de babacan bakışlarıyla bakıp keyifle gülümsedi. "Bugün ikinizde çalışıyorsunuz sanırım."

Aynı anda başımızı salladık. Pazar günü mesaisinin sırası bizdeydi.

"Hadi kolay gelsin"

"Sağolun başkomiserim" deyip çıkacakken "haa Asaf sen dur çıkma."

Nihat göz kırpıp "ne oldu" dercesine bakarken ellerimi iki yana açtım. Odanın kapısı kapanınca yerime geçip oturdum. Başkomiserim bana doğru dönüp eliyle çenesini sıvazlayıp kafasını salladı.

"Ne oğlum bu hal ?"

"Ne varmış halimde başkomiserim ?"

Bir şey yok ya iyiyim, sadece eksiğim o kadar ama iyiyim. Turp gibiyim !

Kaşlarını çatıp biraz daha bana doğru eğildi. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun lan ? Canını sıkan bir durumun olduğu apaçık yüzünden okunuyor. Bana masal anlatma oğlum."

Ellerimi koltuğun iki yanına koyup derince soluklandım. "Halledemeyeceğim bir mesele değil İsmet baba, sadece biraz fazla çarptı o kadar."

"Çarpma sol tarafına doğru sanki, nefes alıp verirken kaburgalar acıyor mu ?" gülümseyerek sorduğu soruya bende gülümsedim. "Batıyor hemde çok fena."

Başkomiserim yüzünü pencereden görünen gökyüzüne dikip gözünü kısacık kapatıp açtı. "O batma ömrün boyunca geçmeyecek evlat haberin olsun. Olayın durumuna göre şiddeti artabilir. Ama sonuç itibariyle geçmeyecek."

Ellerimi koyduğum yere hafifçe vurdum. "Geçmesin be İsmet baba, ben razıyım."

"Halledeceksin öyle mi" gözlerini kısmıştı.

"AYSU"Where stories live. Discover now