37.🌙

6K 626 609
                                    


Keyifli Okumalar 🧡
Bölüm Müziği : Yaşar - Divane

AYSU

Bakır cezveye koyduğum kahvenin pişmesini beklerken ilk kez girdiğim mutfağı inceliyordum bir yandan da. Buzdolabının yan tarafında duvara monte edilmiş raflarda tabaklar onun yanında küçük bir tezgah, tezgahın altındaki tencereleri gizlemek için çiçekli örtüsü, fırınlı ocak ve odanın ortasında iki kişilik masa. Ocağın önündeki pencere evin bahçesine ve yola bakıyordu. Mutfaktan bahçeye çıkan balkonda saksıdaki rengarenk çiçekler bahçeye kadar uzanıyor, bahçede ise toprağa dikili hali karşılıyordu sizi. Küçük ve şirin bir mutfaktı.

Kahvenin köpüğünden fincanlara paylaştırırken Nurgül teyze ve Aslıhan'ın dediği kadar olmadığını düşünüyordum. Eve girdiğim andan beri baştan sona süzülmüş, her konuşmam can kulağıyla dinlenmiş, birazcık burun kıvırarak beni karşılamasını saymazsak ağzından kötü bir söz çıkmamıştı. Sanırım beni tanıma evresinde olduğu için kendince ölçüp biçip tartıyordu. Asaf'la yan yana koyup "acaba torunuma yakışır mı ?" diye kendince değerlendirme yaptığına eminim.

Hiç mütevazi olamayacağım müstakbel babaannecim ama torununun yanına en çok ben yakışıyorum, tıpkı benim yanıma ondan başkası yakışmayacağı gibi.

Aslıhan'ın anlattığı gibi babaannenin gözde torunlarının Asaf ve Metehan olduğuna gözlerimle şahidim. Küçük torunu Metehan'ı kucağına oturtup Asaf'ın da elinden çektiği gibi yanına oturtacakken benim sevgilim ne yaptı derseniz ? Babaannesinin yanaklarını öpüp yanıma oturunca kolunu koltuğun arkasına attı.

Babaanne daha tanışmadan büyük kayınvalide gelin savaşını başlatman hoş mu şimdi ? Hem ben sevmem öyle savaş, çekişme, hırs işlerini. Anladık seviyorsun torununu ama biraz es ver yani. Küçük çocuk gibi yanından ayırmamakta ne oluyor ? Elinde olsa kazık kadar adamı da kucağına oturtup sevecek kadın. Metehan bu isteğini karşılar bence.

Yaptığım kahvelerle içeriye geçecekken duyduklarımla yerimde durdum.

"Hüsniye'nin torunu bu kızdan daha iyiydi. Uzun boylu, alımlı, endamlı hanım hanımcık güleç bir kız."

Babaannenin sözlerine ilk uyarı dededen geldi. "Hanım karışma. Nesi var kızın, güleç hanım bir kız maşallah."

"Babaannem sen kıza gözünü dikmiş burun kıvırarak baktığın için böyle görüyorsun. Güzel baksan güzel görürsün."

"Aman ben nasıl bakarsam bakayım olmaz bu kız. Beğenmedim ben. Hüsniye'nin torunu pek güzel kız. Hem kız da seni beğenmişti hatırlasana."

Hem seni de beğenmişti, hatırlasana ! Sen hatırlamazsan ben sana özenle hatırlatacağım Asafcım merak etme !

"Bence Aysu çok güzel" diyen Mete'ye benimki de eşlik etti. "Kesinlikle."

"Aman siz ne anlarsınız kadının güzelinden. Hem Hüsniye'nin torununun tahsili de iyi. Neydi kızın mesleği psi, piski. Hah buldum psikolog."

Psikolog ?

Babasının benimle tanışırken annesine sorduğu soru yankılandı kulaklarımda. "Bahsettiğiniz psikoloji okuyan kız mı ?"

Yok Yaşar amca o senin annenin bahsettiği kızmış. Belki de müstakbel gelin adayındı.

Biraz önce Nurgül teyze ve Aslıhan'ın dediği kadar değilmiş diyordum ya yanılmışım. Tam olarak dedikleri kadar hatta bunun üstü de var bana kalırsa. Elimdeki tepsiyi sımsıkı tutarken babaannenin son söylediğiyle sinir bütün vücudumu ele geçiriyor.

"AYSU"Donde viven las historias. Descúbrelo ahora