4

64.9K 3.2K 1.1K
                                    

İyi okumalar.

Gerginlikten bayılacaktım.

Keşke bayılsam.

En azından şu bakışlardan kurtulmuş olurum.

Hepsi bana bakıyordu, ama kimse de konuşmuyor. İlk benim konuşmamı bekliyorlarsa daha çok beklerler.

Ağlamam geldi zaten, biri dokunsa ağlayacak durumdayım. Bakışları hiç yardımcı olmuyor.

Hiçbiri ile uzun süre göz teması kuramıyorum. Salonu da utangaçlığımdan inceleyemiyorum. Gerçekten tam şu an bayılsam, harika olacak.

"Türkçe konuşabiliyor musun?"

Ha?

İlk sorunun bu olacağını hiç düşünmemiştim.

"Konuşabiliyorum."

Abilerden biri -hala kimseyi tanımıyorum- "Konuşsana." dedi heyecanla.

Konuşmayı yeni öğrenmiş çocuk muamelesi görüyorum sanırım.

"Salak saçma konuşma Hazar." deyip kafasına vurdu avukat abi.

Avukat abi ile abilerden biri aşırı benziyor. İkizler mi acaba?

Niye herkesin ikizi var?

Herkes dediğin, Efe ve Ege.

Ve abiler.

Kıskanmam için yeterli.

Oturduğum koltukta kapıyı açan çocuk vardı. Karşımda geri kalan aile üyeleri.

"Bak kızım, düzgün bir şekilde tanışmadık. Ben baban Oğuz Dağdaş," eliyle biyolik annemi gösterip devam etti. "Annen İpek Dağdaş."

"Bunlar en büyük abilerin, Mirza ve Efken. Kendileri ikizler."

Kıskandım.

"Mirza abin polis, Efken abin avukat."

Yan yana oturuyorlardı. İkiside korkunç bakıyordu. Hemen kafamı çevirdim. Ablam zaten avukat abiye sinir olmuştu. Haklı.

Bak yine gerildim.

"Bu da ortanca abin Çağatay. Kendisi doktor. Gittiğimiz hastanede çalışıyor."

Demek bu yüzden ilk günden beri geldi.

Ona baktığımda göz kırptı. Çok hafif tebessüm ettim. Gerginlikten bunu yapmam bile büyük başarı.

Bu arada hala ağlayabilirim. Şaka gibi ailem ile tanışıyorum.

Babaannem kimsenin ahını alma dönüp dolaşır seni bulur derdi. Kime ne yaptım acaba?

"Bu da en küçük abin Hazar. Üniversitede yazılım mühendisliği okuyor."

Ona çevirdim başımı bu sefer. Dişlerini göstererek gülümsedi. Ona da hafifçe gülümsedim.

" Ve son olarak yanında ki ise ikizin Uzay."

İkiz.

İkizim.

Benim ikizim.

Dualarım resmen kabul oldu.

Ona baktım hemen. İstemsizce içten bir şekilde gülümsedim. O ise bana şaşkınca baktı.

"Sana en güzel gülümsememi vereyim, sen git şu salak Uzay'a gülümse."

Şaşkınca Hazar'a baktım. Haklıydı.

"Küçükken annemlere ikiz istiyorum diye dolanırdım. Ablam dalga geçene kadar bunun mümkün olduğuna inanmıştım. Sonra gerçekleri öğrenince çok üzülmüştüm."

AdelyaWhere stories live. Discover now