5

62.4K 3.1K 784
                                    

İyi okumalar.

*

Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama kapı tekrar çalınca, ayrılıp gözlerimi sildi.

Yine mi ağladım ya.

"Canım kardeşim, yemek-"

"Lan, senin burada ne işin var? Bana bak bücür ilk bunla yakın olursan sana küserim."

Bu dediğine güldüm. "Bir de gülüyor, kızım inkar etsene."

"Kıskanma abicim, çık biz geliyoruz."

"Asıl sen çık."

"Bir dakika, sen ağladın mı? İyi misin?"

Bu sefer ben ellerimle gözlerimi sildim.

Yanıma gelip iyice yüzüme baktı.

"Gerçekten iyiyim. Bir an duygulandım sadece."

"Saklamana gerek yok, Uzay ağlattı seni biliyorum."

Burnumu çekip bu dediğine güldüm.

"Lan, ben niye ağlatayım?"

"Sus konuşma, gel Adelyacım, banyoya gidip yüzünü yıkayalım. Sonra da yemeğe."

Kolunu omzuma atıp banyoya yönlendirdi. Yüzümü yıkadıktan sonra hep beraber salona indik.

Salonda büyük bir yemek masası vardı. Herkes masaya oturmuş, bizi bekliyordu. Üç sandalye yan yana boştu. Ben ortada olacak şekilde oturduk.

"Kızım, Türk yemekleri ile aran nasıl?" dedi biyolojik annem.

"Çok fazla bilmiyorum ama bildiklerimin hepsini severim."

Doktor abi atladı hemen. "Neleri biliyorsun?"

"Babaannem sayesinde zeytinyağlı yemeklerin çoğuna hakimim. Onun dışında mantıyı biliyorum."

"Çok iyi, annemde sarma yapmıştı."

Masaya bakınca sarmayı gördüm. Anında gülümsedim.

Sarmaya bayılıyorum gerçekten.

"Elinize sağlık."

Anında annem gülümsedi. "Afiyet olsun kızım."

Küçük abi sarma tabağını eline alıp, tabağımı ağzına kadar doldurdu. Gözüm kocaman olmuş ona baktım.

"Bu tabağı ikimiz yiyeceğiz sanırım."

Gülüp, yanağımdan makas aldı. "Hayır, hepsi senin."

"İyide ben bunu bitiremem ki."

"Bitirirsin, bitirirsin. Zaten çubuk gibisin. Azıcık kilo alman lazım."

Annem de burada olmalıydı. Yüzünün halini görmek isterdim.

Doktor abi konuştu bu sefer. "Hazar haklı. Ne yaptılar sana yemek mi vermediler?"

Evet.

"Haklısın oğlum. Kızıma iyi bakamamışlar."

"Hadi güzel kızım, bitir o tabağını."

Hazar'a sinirli bir bakış attım. Hepsi onun yüzünden olmuştu.

Sırıtıp, göz kırptı.

Çatalımı alıp, yavaş yavaş yemeye başladım. Çok güzel yapmıştı. Önümdeki yoğurttan döktüm biraz. Daha da güzel oldu şimdi.

Birinin bana baktığını hissettiğimde kafamı kaldırdım. Avukat abi bana bakıyordu. "Hoşaf içmek ister misin?"

"Hoş ne?"

AdelyaWhere stories live. Discover now